25 Aralık 2015 Cuma

Çiviyi Nereye Çakalım? *

-... .. Beyin olumlu komutlarla çalışır ve özellikle de çocuk ve özellikle de çocuk, ne mesaj verirsek onu alır, kaydeder. İnsan zihni dikkat çekilen tarafa yönelir ... .. Bir topluluğun önünde “Masamdaki bardağa bakmayın!” dediğinizde, daha sözünüzü bitirir bitirmez herkesin o nesneye baktığını görürsünüz. “Yapma!” diye bir emir verildiğinde, beyin öncelikle fiili algılar; “Ne yapayım?” diye sorar. Bu sebeple zihnimize, yapmaması gerekenler değil, yapması gerekenleri
söylemeliyiz.
-İşte ışığın kırıldığı, suyun yol değiştirdiği, sıkıntıların başladığı nokta burasıdır.
-Biz vurguyu olumsuzluklara yapıyoruz, onlar da kalıcı oluyor. Yani çiviyi yanlışların üzerine çakıyor ve onları sabitliyoruz.
-“Kardeşinin saçını çekme!” dediğimizde “çekme” eylemini yapmaya yönlendiriyoruz.
-Bunun yerine, “Kardeşinin başını okşa, onu sev.” demeliyiz ki beyin “sev” “okşa” eylemlerini işleme alsın.
-“Çöpleri yere atma.” dediğimizde, beyin “Ne yapayım?” diye soruyor. Biz ise cevap vererek yaklaşmalıyız, yani “Çöpleri kutusuna at.” demeliyiz.
-Çocuk yalan söylemişse, hırsızlık yapmışsa “yalancı, hırsız” denmesi, çocuğun bunlara devam etmesine bir anlamda teşvik edici etki yapar. “Ben sana güveniyorum, sen iyi bir çocuksun, bir dahaki sefere daha dikkatli davranacağına inanıyorum ve seni seviyorum.” denmesi, gönlündeki ezikliği tamir eder, güven ve cesaret verir.
-Maalesef bizler, olumlu yaklaşmak bir yana, elimizde büyütecle çocuğunhatalarını devasa boyutlara taşıyoruz, adeta hata avına çıkıyoruz. Eksiklerini sürekli yüzüne vuruyoruz ve hatırlatıyoruz. Mesala, “Çok başarısızsın!” demek yerine, “Düzenli çalışırsan daha başarılı olabilirsin” demeyi tercih etmeliyiz ki çocuk da zihnine “düzen” “çalışma” “başarı” kavramlarını kodlayabilsiz.
-Biz güzel ve olumlu duygu, düşünce ve davranışların oluşması ve yerleşmesini istiyorsak, büyüteçle hata arayacağımıza, büyüteci güzellik ve iyilikleri görmek için kullanmalıyız. İki zayıfı olan bir çocuk mahcup bir ifadeyle karnesini getirdiğinde “Doğru, zayıfın var, fakat şu şu derslerin de iyiymiş, bak. Sen akıllı ve çalışkan bir çocuksun, biraz daha dikkatli çalışırsan daha iyi sonuçlar alabilirsin...” demeliyiz.
-Bu konuda hep aklımızda bulundurmamız gereken bir şey daha var: “Bir duyguyu, düşünce ve davranışı yeniden oluşturmak ya da geliştirmek istiyorsak, güçlü bir istek oluşturmak zorundayız.” İşte bu istekçoğunlukla sağlıklı, yani olumlu yaklaşımlarla elde edilir. Kendisinin şartsız sevildiğini, kendisine değer verildiğini, pek çok şeyi becerebildiğine çevvresindekilerin inandığını bilen yetişkin, özellikle de çocuk, çok daha iyisini yapabilmek için samimi bir istek duyar.
-Aşağılama içeren, kıran, üzen usulsüz uyarı ve tenkitler, değil istek uyandırmak, mevcut isteği de köreltir ve bireyi tam zıddına yönlendirir.
-Öyleyse iki husustan birini seçmemiz gerek:
            Birincisi; çivimizi, yani sözlerimizi, nasıl bir biçimde kullanacağımızdır.
            İkincisi; hangi duygu, düşünce ve davranışı gördüğümüzde vurgu yapacağımızdır.
-Gelin hep birlikte iyi bir yönlendirme ve başarılı bir gidiş için karar verelim ve çiiviiyi doğru noktaya çakalım, vurgunuzu doğru kurgulayalım.

*Hayat Filminden Kurtarıcı Kareler ı  – Saliha Erdim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder