20 Kasım 2015 Cuma

niyetlerimiz *

Adımlarımız bizi istediğimiz yere götürüyor mu?
Kul olarak hepimiz, eksikli olma ve yanlış yapabilme ihtimaliyle dünyaya önderiliyoruz.. Bu bizim fıtratımızın bir parçası ama bizler niyet olarak temiz olmaya ve temiz kalmaya dualarımızda ne kadar yer veriyoruz? ... ..
-Dünya yolculuğunun her adımı, bizi ebedî hayata yaklaştırıyorken, bir daha geri dönüşün asla olmayacağının bilinciyle, pişmanlıkları en aza indirecek şekilde davranıyor muyuz? ...  ..
-Sahi hayatımızda yanlış olan şeyler varsa onları ne zaman düzeeltmeyi düşünüyoruz? Mezarda bu gayretlere ihtiyaç

Mutlu yuvalar için hediyeleşin! *

... .. evlilikteki muhabbet, eşlerin davranışlarıyla besleyip büyütecekleri bir şey. Hediyeleşmek de, muhabbete aracı bu davranışların başında geliyor.
Önemsediğinizi belli edin
... ..  İnsanın eşi tarafından düşünülmek, önemsenmek, sevilmek istediğini belirten terapist Tanrıkulu, “Hediye de saydığımız tüm duyguların insan için mücessem hali.” diyor. Eşlerin birbirini düşünmesi, birbirini mutlu etmek için çaba sarf etmesi duyguların güçlenmesine neden oluyor. Her şeyden öte bağlılığı artırıyor. Ayrıca hediyeyi alan taraf da,

11 Kasım 2015 Çarşamba

çocuk & kurallar *

Çocuk sadece kendisi için konulmuş kuralları dinlemek istemez.
-Çocukların en sevdiği şey, kurallı yaşamaktır. Ancak kuralların sadece çocuğun değil, evdeki herkesin yerine getirmesi sağlanmalıdır. ... ..
Kurallar çocuğun gerçekleriyle uyum içnd olmalıdır.
Kurallar rastgele zamanda ve rastgele yerde öğretilmez.
-.. çocuklara kurallar ne zaman öğretilmelidir? hangi zaman dilimleri bunun için uygundur?
Çocuk ikna olmaktan hoşlanmaz.
Kurallar gerçekçi ve samimi olmalıdır.
Bir kurala uyma, başka bir şarta bağlanmamalı.

çocuğun iradesini devre dışı bırakmak *

-... .. ... Suç işleyen çocuklar nasıl da kollarından tutulup odalara atılıyor ve daha sonra özür dilemeye mahkum ediliyor? Bir daha yapmayacağına dair sözler alınarak onurları nasıl ayaklar altına alınıyor?
-Günümüzde çocuğunu ceza veya şiddetle ezen, kullandığı yöntemlerle, çocuğunun iradesini yok eden bir anneyei kim ya da kimler; “yahu ne yapıyorsun?” diyebiliyor ki?
-Maalesef bu metodun günümüz çocuk terbiyesinin temel yöntemi olarak evlerde, okullarda, sokaklarda ve çocuğun bulunduğu her yerde kullanılıyor olması hiç de yadırganmamaktadır.

benmerkezci anne *

-... .. benmerkezci anne çocuğuna çok tutkundur.  Çocuğunu çok sever. O yüzden farkında bile olmadan her şeyi çocuğunun adına düşünür. Onun adına karar verir. Çocuğunun adına soru sorar. Çocuğunun adına cevap verir. Çocuğunun adına gler. Çocuğunun adına aplar. Gelecek planlarını çocuğu için kendisi yapar. Benmerkezci bir anne kendini çocuğunda yaşar. Ama çocuğun kendisi yaşamaz. Çocuk, kendi kişiliğini ve kimliğini yaşayamaz, geliştiremez. Gülünecek yerde gülemez, ağlanacak yerde doyasıya ağlayamaz.. ..

yetişkinlerin üzerindeki çocukluk dönemi izleri *

-Yetişkin davranışlarını gözlemlediğimizde, onların birçok anlamsız davranış sergilediğini fark ederiz. Örneğin birbirine zor güvenir yetişkinler; hatta “Babana bile güvenmeyeceksin” diyerek bir de birbirlerine güvenmemeyi dillerine dolamışlardır.
-Bakarsınız birtakım evliliklerde eşler tam bir güven içinde hayatlarını birleştirmemişlerdir. “Ya ayrılırsak?” diyerek henüz nikâh masasına oturmadan, ayrılma halinde mal paylaşımı yapmaktadırlar...
-Sadece güvensizlik sorunu yaşamazlar; ayrıca savunma refleksleri de çok gelişmiştir yetişkinlerin. Her an kendilerine bir şey söylenecek,

10 Kasım 2015 Salı

Evlilik hayatında erkekler kadınlardan ne bekler? *

Evlilik hayatında çoğu şey müşterek, ancak beklentiler farklı olabiliyor. Yıllar geçse de eşler birbirlerine önceliklerinin ne olduğunu net bir şekilde dile getiremeyebiliyor. Özellikle erkekler ne istediklerini anlatmakta, kendilerini ifade etmekte çok sıkıntı çekiyor.
Evlilikte erkeğin kadından beklentileri genelde kadının beklentilerinden daha fazladır. İkisi de aynı işyerinde çalışıp yorulsa da

5 Kasım 2015 Perşembe

Çalışmak Ruh Sağlığı için Zorunludur *

İnsanın çalışması, üretmesi bütün doğal içgüdü ve dürtülerin doyumu, toplumsal güdülerin yarattı gereksinimlerin giderilmesi için gerekli, hatta zorunludur. ... .. İnsan çalışıp ürettikçe ve ürettiği ürünleri gördükçe kendisine güvenir. Yaptıklarıyla saygınlık kazandıkça, kendisini gerçekleştirmek olanağını bulur.Üretim sürecine etkin bir biçimde katılan insan, içinde yaşadığı toplumun bir parçası olduğunu, kendisine gereksinim duyulduğunu hisseder. Toplumla bütünleşen kişi, birlik ve beraberlik duygusunu