5 Ağustos 2015 Çarşamba

hiçbir iyilik cezasız kalmaz (mı?)

Fazla naz aşık usandırır – ikinci bölüm
Programı yöneten ne kadar da sabırlıydı.
Notlar alıyor ... Karşı tarafı konuşmaya yönlendiriyordu.
-Adam devam etti. “İlk görüşmenin belki de iki saat olmasına ihtiyacımız vardı. İlerleme sağladık mı? Şüphelerim var …. Halâ daha yardıma olan ihtiyacım devam ediyor” dedi.
-“Önceliklerim arasında görmediğim ve başka yerde bulabileceğim (çocuk yetiştirilmesi, iyi
annelik, iyi yemek vb.) şeyler yerine; bizi buraya getiren sorunumuzu konuşmalıyız.... ..  Sorunu dışarıda çözmek yerine kendi eşimle çözmek istediğimi ifade etmek istiyorum. Bu konuda yapılacaklar (atılacak adımlar ) fedakârlık olarak mı kabul edilmeli?
Sözün bittiği yer
-Karşılıklı düşüncelerin size aktarımında yanlışlıklar olduğunu düşünüyorum. Bardağı taşıran son damla (... alırken değişimi)  tek başına önemli değil, önemli olan o ana kadar yaşadıklarımız ... ..
-Bu son olaydan sonra sıkıntımı anlatmaktan vaz geçtim.
-Sözün bittiği aşamaya geldik.
-Onun için uzman yardımı almak kararı aldım.
-Bu konuda sesimi duyurabildiğim konusundaki endişelerim devam ediyor.
-Son bir yılın (menepoz) özel durumunu saygı ile karşılamak gerektiğinin bilincindeyim.
-Sorun bir yıl öncesinden çok daha evveline gidiyor ….
Niyet okumak
-Diğer konu, bir önceki seansta vurgu yapıldığı üzere; Yaşantımızın hiçbir döneminde “boşanma” kelimesini kullanmayı gerektirecek bir gelişme olmadığını düşünüyorum. Bu nedenle paylaştığımız hayat için böyle bir kelimeyi uygun bulmuyorum. Geçen görüşmemizde .... için “yoksa boşanırız” anlamına gelen ifade kullandığım vurgulaması doğruyu yansıtmıyor. Niyet okumayı kabul etmiyoru... .. niyet okumaya başlarsak sonunu getiremeyiz.
-Prof.Dr. Nevzat Tarhan kitabında (Kadın Psikolojisi)(65) ne diyor?; “İletişim hatalarında akıl okuma eğilimleri vardır. Kişi, karşıdaki insan bir şey söylediğinde hemen alınır ve “Bunu beni aşağılamak için söylüyorsun!” diyerek bu sözde kötü niyet arar. ....  kadınlarda bu duruma sıkça rastlanır.”
-Yine kendi konumuza dönecek olursak; niyet okunmaya çalışılıyorsa ya da algılama öyle ise ne yapabilirim?
-Evlilik kurumunu ayakta tutan, birlikte yaşamanın çok sayıdaki kriterinden sadece birini sorun olarak dile getirmeye çalışıyorum.
-Otuz beş yıllık yaşamımızın içinde bizleri bağlayan ve “ahde vefa” gerektiren çok yan var. Bu durumda “boşanma” ifadesini maksat dışı (sorunumuzla ilgisi olmayan) kelime olarak değerlendiriyorum.  
-Dini kaynaklardan (kitaplardan) yorum katmadan okuduğum bazı bölümler olmıştu. Sadece daha önceki konuşmalarımızda geçen dini kuralların hiç de öyle olmadığını, dini kaynakları referans alacak isek söylenenlerin değil yazılı kaynakların esas alınması gerektiğine vurgu yapmak istemiştim.
-Nitekim söylenenleri tam aksine  bilgileri (eşler arasındaki ilişkilerin ölçüleri /…bakma…./ gözlerini erimiş kurşun  akıtırlar vb)okumaya çalıştım.
-Dini gerekçelerin olmaması halinde; sadakat konusunda kendimi ne kadar sorumlu hissedebilirim?
Hiç bir iyilik cezasız kalmaz (mı?)
-Eşine sevdiğini söylemek, güzel sözler kullanmak, okul hayatında / ev işlerinde / çocuk bakımında / pazar alışverişinde destek olmak ( her zaman yükü taşırım, her zaman el ele yürürüz, çocuk bakımını keyifle yaparım, ev temizliği, çamaşır makinasının boşaltılması, çamaşırların asılması, tuvaletlerin ovulması....) ... ..
-Zeki Alaysa / Metin Akpınar Tiyatrosundaki gibi; “hiçbir iyilik cezasız kalmaz” ....
-İstismat  edildiğimi düşünüyorum... ..
-Zararını gördüm ... ..
-Tasvip etmiyorum, ancak çevremizde tanık olduğum ve evine ara sıra uğrayanlara bakıyorum... .. daha kıymetliler... ..
-Ev erkeği olmak adamı bozuyormuş da diyemiyorum... ..

-Azgın teke-paronayak benzetmelerini inciti buluyorum... ..
-Günde üç, hafta üç, …. tam doğru değil… fiziken de gerçekçi değil …. mümkün değil….arada olmuş olabilir… ..
-Yaşanmamış yıllar olarak adlandırdığım ve görev nedeniyle aileden uzakta yaşadığım (neredeyse kesintisiz) dört yılım var… ayrıca yine görev nedeniyle (nöbetler, kısa süreli görevle, iki aylık dış görev …)
görsellik & paronaya
-Çekici olmak ne demek?
-Cilveli olmak ne demek?
-Bu kavramlar hayatımızın neresinde?
-Çocuklar bile; aynı yemeği karışık bulamaç gibi sunduğunuzda yemiyor, görünüme biraz özen gösterildiğinde emeğinizin karşılığını alabiliyorsunuz... ..
-Çocukların davranışlarını değiştirebilen “görsellik” yetişkinler için anlamlı değil diyebilşir miyiz?
-Nevzat Tarhan, kitabında (87) “... .. Kadında cinsel istek düşünceyle ortaya çıkarken uyarılma fiziksel temasla olur. ...  Erkekte ise uyarılma daha çok görseldir.” vurgusu yapıyor.
-Görsellik / estetik anlamındaki yetişkin beklentilerine “paranoya” diyebilir miyiz?

-İsviçreli psikolog ve  psikoterapi uzmanı Dr.Gustav Graber’in 1930’lu yıllarda kaleme aldığı kitabında (Kadın Psikolojisi-sf. 98) vurguladığı gibi “cinselliğe evliliğin kendilerine yüklediği bir görev gibi bakıp uygulayan kadınların sayısı .. büyüktür.” ifadesi bir durumu tespit ediyor, ama sorunu çözmeye yetmiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder