5 Ağustos 2015 Çarşamba

Her işe talip olma rolantide kal ...

Fazla naz aşık usandırır – on dördüncü bölüm
İlişkilerin sanat boyutu
-Empati yapmak; insan olmanın gerektirdiği değerlerin başında geliyor.
-Karşı tarafı anlayabildiğiniz ölçüde iletişim kurmada başarılı olunabileceğine inanıyorum.
-Empati yapmak isterken ölçünün kaçırılmaması; işin sanat boyutu ... ..
-Yakın iletişim içinde olduğunuz kişinin ihtiyaçlarını talep gelmeden karşılamaya
çalışmanız doğru bir hareket mi?
Zafiyetlerimiz & istismar kapısı
-Yoksa istismar kapılarını aralamaya yarayan bir zafiyet alanı mı?
-Örnek vermemiz gerekirse; evdesiniz, çamaşır makinasından uyarı geldi ve çalışması durdu.
-Eşinizin çamaşırları asabilecek durumda olduğunu görüyorsunuz.
-Kendiliğinizden harekete geçtiniz ve çamaşırları siz astınız.
-Başlangıçta “teşekkür“ edilerek karşılık gördünüz. 
-Bu tutumunuzu sürdürmeye devam ettiniz.
-Zaman içinde “çamaşır  asmak” sizin görevleriniz arasına katılmış olabiliyor.
-Diğer bir ifade ile artık çamaşırları siz asmak durumundasınız, yoksa sorumluluklarını yerine getirmeyen eş durumunda eleştiri almaya başlayabiliyorsunuz.
-“Yanlış nerede?” sorusunu cevabı basit değil...
-Özellikle eşler arasında kendiliğinden ortaya çıkan ve süreç içinde gittikçe kuvvetlenen “ortak akıl” karşılıklı uyuma katkı sağlar.
-Bu uyumun gelişmesi için önceden belirlenmiş ya da pazarlıkları yapılmış bir şablona (senin sorumlulukların, benim görevlerim vb.) ihtiyaç olmamalı.
-Uyumlu aile yaşantısı içinde hayatı paylaşmak ve birbirine destek olmak doğal kabul edilmeli.
Empati yapmak
-Uyumun iyi seviyede olmadığı durumlar için ise şunu önerebilir miyiz? Empati yapmak iyidir.
-Ancak hayatın akışına uyumlu hareket etmek, genel şablon neyi gerektiriyorsa ona uygun davranmak gerekir.
-Genel anlamda bir şablon olarak; erkek ev dışı işleri, kadın ev işlerini üstlenmeli diyebiliriz.
-Bu bakış açısının sınırları elbette değiştirilebilir.
-Eğer talep gelmişse olumlu yaklaşımlarla empatik davranmak bir çözüm olabilir.
-Örneğimize dönecek olursak; çamaşır makinasının çalışmasını durdu.
-Çamaşırların asılması gerekiyor.
-Hayatın akışı içinde evin hanımının çamaşırları asması beklenir.
-Evin hanımı için makul bir gerekçe var ve eşinden yardım istediyse, empati devreye girmeli  ve destek sağlanmalı.
Sihirli formül yok
-Sihirli formul aramak hayal olarak görülmeli.
-Her insanın kendisine özel “sihirli formulü” kendi benliğinde aranmalıdır.
Semavi bağışlayıcılık
-Yine Nevzat Hoca’nın kitabındaki; (sf.72) “Başkasının hatası yüzünden kalbi kırılan kişi “sen dili”yle değil, “ben dili”yle konuşmayı başarmalıdır. Semavi bağışlayıcılık idealdir, ancak herkes bunu başaramaz. Bağışlamayı zamana bırakan insan, karşı tarafı suçlayıp yargılamak gibi kolay bir yol yerine kendini sorgulamak, öz eleştiri yapmak yöntemlerini kullanmalıdır.” ifadesinden yola çıkarak öz eleştiri yapmaya çalışalım.
-Acaba haddimizi aştık, işimiz olmayan ya da gereği yokken üstlenilen sorumluluklar istismar kapılarını mı araladı?
Her işe talip olma
-Bir hal tarzı olarak; “empati” ve “her işe talip olma” anlayışını denemeye başladım.
-Gelişmeler karşısında mümkün olabildiğince düşük seviyede tepki vermek ve sessizliği muhafaza etmek etkili olabiliyor.
-En azından arıza çıkmıyor...
-Maruz kaldığınız davranışları ve durumu değerlendirmek, buna göre eşler arasındaki uyum seviyesini daha da iyileştirmek iki tarafın sanatı / başarısı olacaktır.
-”Yemek hazırlanmasa ne olur.
-Ev dağınıkmış, olabilir.
-Talep gelmiyorsa bekle.
-Medeni ölçüler içinde ve meşru sınırlar içinde kalınarak hayatın akışı sürdürülebilir.
Ortak aklı beklemek
-Daha iyisi olmuyorsa; mevcuda razı olmak, sabır göstermek ve “ortak aklın” ön plana çıkmasını beklemek “arıza” çıkarmaktan daha iyi görünüyor..
-Yan yana oturalım....
-Brahma rahipleri gibi, hoşumuza gitmeyen durumlar için bile eğilerek birbirimize nezaket sözleriyle mukabelede bulunalım.
-Anne çocuk ilişkilerinde olduğundan daha az temas sağlamaya özen gösterelim.
-Mümkünse birbirimize dokunmadan, arada mesafe bırakarak günümüzü hoşca geçirelim. Sık sık teşekkür edelim.
-Bu mudur çözüm? ... ...
-Karen Horney (Kadın Psikolojisi) kitabında (sf.102) ; “Bu kadınlar şöyle der gibidir: Kocamla olan ilişkilerimde bir eş, bir metres rolü değil, sadece sevecen bir ilgi ve sorumluluk anlamına gelen annelik rolünü oynamalıyım. .... karı-kocanın iç dünyalarını çöle çevirebilir.  Bireysel bir durumda arzuyu çok az ya da çok fazla yerine getirme arasındaki ikilemin sonucu ne olursa olsun, bütün olaylarda, .. .. kocaya ya da karıya yönelik gizli düşmanlığın olanca sonuçlarıyla bireyi, eşinden soğutacak, onu istemsiz olarak yeni sevgi nesneleri aramaya itecektir. ...” diyor.
-Her okuduğumuz doğrudur diyemeyiz.

-Ancak bilim insanları ne diyor diye kendimize sorabiliriz....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder