24 Ocak 2017 Salı

Bedenini keşfet *

-Beden, ruhun dünya yolculuğundaki elbisesi, bilinçaltının kendini ifade  ettiği alandır. Bilinçaltının görevi sahip olduğu canlıyı güvenli alanda tutmak, onu korumak, kolamak, hayatta kalabilmesi adına gerekli enerji akışını bedende sağlamaktır.
-Yaşam boyunca bu amaçla üretilen birçok enerji, bedende döngüsünü tamalamadan bloke olur. Bedeni güvenli alanda tutmak için ‘kaç veya savaş’ programıyla enerji açığa çıkar. Eğer
enerji kullanılmaz, döngüsünü tamamlamaz ve amacına uygun kendisini ifade edemezse, negatif enerji olarak bedende bloke olur. Yıllar içinde artarak biriken enerji ise bedeni bunaltır, organların, fonksiyonların bozulmasına zemin hazırlar.
-Enerji akışı düzeneği ile çalışan hücresel fonsiyonlar, organlar negatif enerjiden hiş hoşlanmaz! Negatif enerji ve enerji blokajları hücreler için ‘toksit madde’ gibidir, hatta ondan daha da zararlıdır. Geçmişte yaşanmış kötü bir olay karşısında oluşan ve döngüsünü tamamlamadan bloke olan negatif enerji, yaşamın herhangi bir döneminde titreşirse bu nedenle bir şekilde hissedilir.  Örneğin nefes alış verişimiz değişir, göğüste sıkışmahissi, kalp çarpıntısı, ishal, kabızlık, cilt döküntüleri, âdet düzensizlikleri, doğumun başlamaması gibi çoğaltırız.
-Bedenimizde kontrol edemediğimiz, bir türlü engelleyemediğimiz enerji blokajlarından fiziksel arazlarımız da olur. Örneğin öfkelenen insanın yüzü kızarır, heyecandan eli ayağı titrer, duygular ifade edilmezse boğaza bir şey düğümlenir. Bazen bir müzik bizi geçmiş yıllara götürür hüzün veya neşe hissederiz.
-Huzurlu zamanların, ssevdiğimiz kişilerin kokuları bile kendimizi iyi hissettirebilir. Çünkü o koku iyi hislerle yazılmış dosyayı açan anahtar olmuştur. İncir çekirdeğini doldurmayan kavgalar da geçmişte sıkışmış enerjilerin, bastırılmış duyguların titreşmesiyle ortaya çıkar. Bedenimizde hissettiklerimiz, bilinçaltı ile direk bağlantılıdır. Onlara ‘kulak vermemeyi’ öğrenmek bedenin nefes almasını sağlar. En önemlisi beden dili okuma alanı, kendi beden dilini okumaktır. Kendi beden dilini öğrenmeden başkalarının beden dilini okuma çabaları anlamlı değildir. ... ..

-Bilinçaltı yazılımında kullanılan düşünce ve duygu kalıpları, yaşam boyu yeri geldikçe davranış ve his olarak ortaya çıkar. Kendini beden üzerinde hissettirir. ... ..
-Beden dilinizi okumaya başladığınızda, hislerinizi fark etmeyi ve onlarla konuşmayı öğrendiğinizde, hissi oluşturan duygunun negatif enerjisini akıttığınızda beden rahatlar. Kendinizi kötü hissettiren, negatif enerji ortadan kalktığında beden nötr hale gelir ve artık kendini kötü hissetmez.
-Sistemin bu kadar basit olması açıkçası inandırıcılığını azaltıyor. Yıllardır hastalıkları fizik bedenin arazları olarak değerlendirdiğimiz modern tıp eğitiminden sonra, bu sistemi anlamam ve inanmam benim de tam bir yılımı aldı. Ancak kendimde ve hastalarımdaki deneyimlerimin sonuçları inancımı pekiştirdi.
-Bu iş bunkadar basitken bir o kadar da zor! Ziihin-beden bütünlüğünde sağlık için, duyguların hislerin hissedilmesi, kişinin kendini doğru ifade edebilmesi için, fıtri gelişim süreçlerimizde baskılanmadan , sevgi ve güven içinde büyümemiz gerekir. Halkımız duygularını bastırmayı, kan kusup kızılcık şerbeti içtiğini söylemeyi, etrafın ne deyip demeyeceğine göre davranmayı , toplumun öngördüğü kriterlerle sevgi ve güvende kalabileceğini öğrenerek çocukluğunu geçiriyor. Bana sorarsanız ‘heba’ oluyor.

Bu büyüme yolculuğunda bilinçaltımızda “duygunu yok say, bastır, belli etme, ağlama, çok gülme, ayıp, yasak, günah vb.” yazılımlarıyla biz oluyoruz. Bu noktada asıl yapmamız gereken duygunu kabul et, duygunu bedeninde hisset, izin ver, seni bunaltan hisler aksın gitsin ve özgürleş, bütünlüğü, sevgiyi, güveni hisset farkındalığı zorlaşıyor.

*Ruh-Beden-Zihin bütünlüğünde KADINLIĞIN KEŞFİ  – Jinekolog Dr. Ayşe Duman

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder