Şiddetli
kavga, uzun küsme ve cinsel uzaklaşma üçlüsü bir araya geldiğinde, evliliğe
oldukça yıkıcı bir etki gösteriyor. Bir çift düşünün, sık ve her seferinde
şiddetli kavga ediyorlar, kavgadan sonra da uzun süre küsüyorlar. Küslükleri
günlerce, bazen haftalarca sürüyor. Bu dönemde cinsel hayatları da duruyor
hatta yataklarını ayırıyorlar. Her bir döngü 7 günlerini alsa, ayda iki kez
aynı şeyi yaşasalar, ayın yarısı kavgalı, küs ve cinsel olarak birbirlerinden
uzak geçirmiş oluyorlar.
Bu
üç halin eş zamanlı bir arada olması evlilik ilişkisine yıkıcı etki göstereceği
açık bir durum. Aslında, bu üç halin en şiddetli hallerinin eş zamanlı olması
zorunlu değil. Çünkü eşler şiddetli kavga etse bile, küsmeyip cinsel
hayatlarını durdurmayabilirler. Veya kısa küsüp, yataklarını ayırmayabilirler.
Şiddetli kavga edenler
Eşler
arasında bazı konularda uyuşmazlık olması ve sorun yaşanması nerdeyse kaçınılmaz.
İyi evliliklerde de eşler arasında uyuşmazlıklar var. Hatta uyuşmazlık olmasını
iyi bir şey olarak bile kabul edebiliriz. Çünkü bu durum eşlerin kendilerini
ifade ettiklerini, sorunları dile getirdiklerini, sahici ve adil bir ilişki
aradıklarını gösterir.
İyi evliliklerde eşler; hafif, ılımlı, yıkıcı
olmayan, iz bırakmayan tarzda tartışıyorlar. Evlilikleri kötü olan eşler ise
fena halde kavga ediyorlar. Kötü kavgalarda genellikle üç unsur birlikte
oluyor: İncitici sözler, öfke ve aşağılama gibi yoğun duygu aktarımı ve
birbirlerini itme, etini sıkma, vurma gibi fiziksel şiddet.
Uzun süre küsenler
Küsmeye
eğilimimiz bir nevi mizaç özelliğimiz. Her birimizin küsmeye eğilimi
birbirimizden farklı. Çan eğrisinin bir ucundaki kişiler fena halde
küsebiliyorken, çan eğrisinin diğer ucundakiler ise küsülü olmaya dayanamıyor.
Eğer
iki eşin de küsme eğilimi oldukça yüksek ise, eşlerin uzun küslükler yaşaması
oldukça muhtemel. Bu çiftler haftalarca küs kalıp ev içinde birbiriyle
etkileşim olmaksızın yaşayabiliyorlar.
Cinsellikten uzaklaşanlar
Eşler
arasında cinsel yaşantı dinin helal kılıp teşvik ettiği, kültürün meşru bulup
onayladığı, psikolojinin olumlu ruh sağlığı kriteri gördüğü bir mesele. Yani
nereden bakarsanız bakın eşler arası cinselliğe olumlu, destekleyici, teşvik
edici bir tutum var.
Cinsellik evliliğin tadı tuzu. Cinsel
ilişki hem sevginin ifadesi hem de sevgi üretici. İki taraf için de hoş bulunan
bir cinsellik, evliliği koruyan ve onaran bir fonksiyon gösterir. İyi bir
cinsel hayat eşler arası duygusal bağı arttırır. Cinsellikte uyum olmadığında
ise evlilik ilişkisi zarar görebilir.
Kavga
edip, küsen çiftler genellikle cinsel olarak da birbirinden uzaklaşma
eğiliminde oluyor. Küsen ve uzaklaşan eşlerin barışması ve yakınlaşması kolay
değil, aksine zor bir süreç. Eşlerin esnek olması, inatlaşmaması ve adım
atabilmesi gibi kişilik özellikleri gerektiriyor. Kadınların “önce duygusal
olarak barışma, sonra cinsellik yaşama eğiliminde olması”, erkeklerin ise
“cinsel yaşantıyı barışmanın kendisi olarak algılamaya eğilimli olması” barışma
sürecini daha zora sokuyor. Bu sebeple cinsel olarak uzaklaşmış eşlerin yeniden
cinsellik yaşaması bazı çiftler için oldukça zor bir hale geliyor.
Yıkıcı üçlünün kısırdöngüsü kırılmalı
Şiddetli
kavga, uzun küsme ve cinsel uzaklaşma üçlüsü bir araya geldiğinde eşler için
tehlike çanları çalıyor demektir. Bu üçlü birbirlerini dinamik bir şekilde
etkileyerek, her birinin çarpan etkisini yükselterek evliliği harap edebiliyor....
..
Yazının tamamı için: Star
Gazetesi http://www.cocukaile.net/evliligin-yikici-uclusu-siddetli-kavga-uzun-kusme-ve-cinsel-uzaklasma/