Kişilerarası
ilişkilerin en karmaşık olanlarından biri evliliktir. Evliliklerin sağlıklı
yürüyebilmesi için tek bir uygun yol ya da herkesin evliliğine uyacak bir
reçete yoktur. Buna rağmen iyi giden evlilikler genellikle aşağıdaki
özellikleri taşır:
1. Evlilikler karşılıklı güvene, özene, içtenliğe ve
yakınlığa dayanır. Yani eşler birbirlerinin karşısında duygusal çıplaklığı ve bunun
getirebileceği kırılganlıkları göze alırlar.
2. Çiftler evlilikteki sorunları eşine, çocuğuna, eşinin
ailesine, işine, başka kadına/adama, vs. yüklemekten vazgeçerek, yaşanan
problemlerde kendi
etkilerini de bulmaya ve anlamaya çalışırlar. Diğer bir değişle, sorunların çözümü için eşler “evliliğimdeki sorunların bu hale gelmesinde benim katkım nedir?” diye cesaretle sorabilirler.
etkilerini de bulmaya ve anlamaya çalışırlar. Diğer bir değişle, sorunların çözümü için eşler “evliliğimdeki sorunların bu hale gelmesinde benim katkım nedir?” diye cesaretle sorabilirler.
3. Evlilikteki sorunların bir kısmı eşlerin geçmişten
getirdikleri çözemedikleri çatışmalara dayanır. Dolayısıyla,iyi bir evlilik yaşayan
eşler geçmişten getirdikleri ve çözemedikleri bireysel sorunların üzerinde
düşünebilirler.
4. Evliliklerde yaşanan sorunları kendilerine yapılmış haksızlık, hakaret, aşağılama, saygısızlık, sevgisizlik vs. gibi algılamak yerine, bu sorunları karşılıklı ilişkiyle ve ilişki içinde çözülmeyi bekleyen durumlar olarak kabul ederler.
4. Evliliklerde yaşanan sorunları kendilerine yapılmış haksızlık, hakaret, aşağılama, saygısızlık, sevgisizlik vs. gibi algılamak yerine, bu sorunları karşılıklı ilişkiyle ve ilişki içinde çözülmeyi bekleyen durumlar olarak kabul ederler.
5. Eşler ilişkiden ve karşılarındaki kişiden beklentilerini
gerektiğinde yaşam şartlarına ve değişimlere uygun olarak yeniden düzenlerler. Örneğin çocuk
sahibi olduktan sonra ilişkilerinin değişime uğrayacağını kabul ederler ve
geçmişe hayıflanmak yerine “çocuklu bir çift” olarak hayatlarını
renklendirerek, birbirlerini ve ilişkilerini koruyabilmeye devam
ederler. Diğer bir deyişle evlilik ilişkilerindeki değişimi ilişkilerine yönelik bir
tehdit olarak algılamak yerine, ilişkilerindeki değişimi gerekli,
zorunlu ve ilişkilerini koruyan bir durum olarak
değerlendirirler.
6. Eşler problemlerin çözümü yerine arttırılmasına neden
olabilecek iletişim yollarını kullanmak yerine yapıcı ve çözüme odaklı
davranışları benimserler. Yani “kim hatalı” sorusuna cevap aramak yerine, “ikimizin de mutsuz
olmasına yol açan bu sorunu nasıl çözebiliriz?” sorusuna odaklanırlar.
7. Problemleri “yokmuş” gibi
yaşamayı seçmezler. Sorunlar yaşanırken sorun olmadığı hakkında birbirlerini ve
kendilerini kandırmaya çalışmazlar. Bunun yerine sorunlarını zamanında fark edip anlamaya ve
birlikte bir çözüm üretmeye çalışırlar.
8. Sorunlarını ilişki içinde çözemediklerini fark
ettiklerinde bir uzmandan yardım alabilme ve en mahrem olanları konuşabilme
cesaretini gösterebilirler. Aslında zannedildiğinin aksine, evlilik danışmanlığı için başvuran
çiftler en sorunlu olan çiftler değil, çözüme ulaşmaya en fazla istekli olan
çiftlerdir.
....
... Bu şekilde bir ilişki sağlanabildiği
taktirde evlilikte problemler yaşansa da, EVLİLİKTE YAŞANMASI DOĞAL OLAN
SORUNLARIN ÜSTESİNDEN GELEBİLMEK EVLİLİĞİN GÜÇLENMESİNE, EŞLERİN EVLİLİK
İLİŞKİSİ İÇİNDE VE EVLİLİKLE BİRLİKTE OLGUNLAŞABİLMELERİNE, GELİŞEBİLMELERİNE YARDIMCI
OLUR.
*SEÇİL ÖZBEKLİK, Uzman Psikolojik Danışman http://www.secilozbeklik.net/Evlilik/Ozellik.aspx?KategoriID=1&AltKategoriID=29&OzellikID=155
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder