_... .. Eğer bizim zihnimizde gerek mesaj gerekse mesajın kaynağı
hakkında önceden oluşmuş bir önyargı varsa, anlaşılması gerekenin yüz seksen
derece tersi istikamette farklı algılama ve anlaşılmalar yaşanabilir. ... ..
1.Çocuğu çok ve şartsız sevelim; bilinçli uygulamalarla bize olan
sevgisini pekiştirmeye çalışalım. Çünkü çocuk sevdiğinin ve kendisini sevenin
sözünü dinler.
2.Çocuklarımızın beden ve ruh sağşlluğının yerinde olması için özel
gayret sarf edelim. ... ..
-Kimse emir almaktan hoşlanmaz. “Gel”, “Git”, “Yapmak zorundasın!” ya da
“Yapma” gibi emir
ifadeleri kullanmayalım. Onu yerine rica edelim. Dayak ve ceza uygulamayalım. Onun yerine rica edelim. “Ben dili kullanarak duygularımızı ve beklentilerimizi ifade edelim. “Gelirsen sevinirim”, “Yaparsan şöyle faydalı olurki sen de mutlu olursun.” gibi. Ayrıca zihin “Yapma!” diye kurduğumuz olumsuz cümlelerde , önce “yapmak eylemi”ni tasavvur eddiyor, sonra onun olumsuzluk ekini algılıyor.
ifadeleri kullanmayalım. Onu yerine rica edelim. Dayak ve ceza uygulamayalım. Onun yerine rica edelim. “Ben dili kullanarak duygularımızı ve beklentilerimizi ifade edelim. “Gelirsen sevinirim”, “Yaparsan şöyle faydalı olurki sen de mutlu olursun.” gibi. Ayrıca zihin “Yapma!” diye kurduğumuz olumsuz cümlelerde , önce “yapmak eylemi”ni tasavvur eddiyor, sonra onun olumsuzluk ekini algılıyor.
-Yani ”yapma!” emri, beyni önce tersini yapmaya itiyor. Çünkü beyin
negatif cümleyi işleme koymuyor, önce olumlu kök fiili yani “yap” kısmını
işleme oyuyor, sonra olumsuzluk eki”ma” devreye giriyor.
-Fakat o zaman da iş işten geçmiş
olabiliyor. Onun için mutlaka olumlu cümle ile söze başlayıp “Şunu yapabilir
misin.” ya da “Şöyle şöyle konuşman veya davranman daha iyi olabilir, ne
dersin? gibi yönlendirmelerde bulunalım.
-Ne kadar ilginç değil mi? Beyin bile olumsuz cümleleri sevmiyor ve
tersini yapıyor. O zaman olumsuz cümle
kalıplarımızdan ziyade olumluluları kullanmayı başarabilirsek olumluları daha
çok zihnimize yerleştirmiş oluruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder