20 Ocak 2015 Salı

Kendinle kalabilmek *

Kendimizle baş başa kalamıyorsak işimiz zor.
-... .. Bir insanı sevmek, onunla beraber olmak güzel olabilir. Hep yanımızda kalmasını istemekte bir o kadar haklı olabiliriz. Ama haklı olmak ve istemek, istedikleimize ulşabileceğimizin garantisi, değil. Sevdiğimiz yanımızda olmadığında içimiz sıkılmaya başlıyorsa , kendimizle kalamıyorsak işimiz zor.
-Oysa bir kitabın dünyasına girebilmişsek zamann birinde, bizim için yalnzlık uzak bir ihtimale dönüşüverir. Kitabımız yanımızdaysa yazarıyla
konuşur ve biz istemedikçe de yalnız kalmayız.
-Bir hobimiz varsa, bir ilgimizi devam ettirebiliyorsak yalnızlık daha katlanılır ve olgunlaştırıcı olacaktır, boğucu değil.
-Kâinatın dostluğunu fark edebilmişsek en yalnız zamanımızda bile ayın bizi bırakmadığını, yıldızların eğlendirmek için parladığını görürüz. Kediler, kelebekler geçer yanımızdan, yöremizden eğer sırtımızı dönmemişsek fark ederiz.
-Denizin kenarında dalgaları dinleyerek beş dakika kalamıyorsak, şarjımızın bittiğinde elimiz ayağımıza dolanıyorsa, internete ulaşamamışsak, uydu bağlantısı yoksa, yüklediğimiz film silinmişse, sevdiğimiz adam/kadın kendi hayaliyle meşgulse, yanlızlığın en koyusu yüreğimize çöreklenmişse işte kendimiz kendimizi çağırmaktadır o an.
-Ya da sahibimiz kendisine çağırmaktadır bizi. Gitme zamanıdır. Kendimize dönme zamanı. Sokrates’in bilginin nihayeti olarak tanımladığı “kendini tanı”nın sırrına erme zamanıdır. ... ..
-Kendini tanıma becerisini sağlayabilecek her ne kadar yol varsa önümüzde, yürümek lazım. Her şeye sonsuz değer vererek ama hiçbir şeyi vazgeçilmez yapmayarak yaşamanın yolunu bulmak zorundayız.
-Bir meşguliyetimizin olması, bir hobimizin olması çoğu zaman hayat kurtaıcı olacaktır.Bir başkası tarafından üzülen bir adam, kendi hazinesine yöneldiğinde kuşkusuz daha kısa sürede kendini tamir edecektir.
-Gidenin arkasına takılıp kalmayacaktır....
-Eninde sonunda tek hazinemiz kendimiz.... ..

*Haz ve Hız Çağında İlişkiler - Nazlı Özburun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder