3 Ocak 2014 Cuma

İbretlik*

 
Milli Birlik Komitesi üyesi Haydar Tunçkanat’an alınan hatıra insanın içini açıdan türden. Günümüzde kalmayan cinsten: “1954-1956 yıllarında Kanada’da Hava Ataşe Yardımcısı idim. Kanada Hükümeti, NATO’ya dahil ülkelerin pilot uçuş eğitimini üstlenmişti. Türkiye’de pilotlarını eğitim için Kanada’ya yolluyordu. Eğitim uçuşu sırasında bir pilotumuz şehit olmuştu. Haber
 ataşeliğe ulaşınca, na'şını uçakla Türkiye’ye yollamak üzere gerekli hazırlıkları KLM şirketi ile
anlaşarak tamamladık ve telsizle durumu Genelkurmay Başkanlığı’na bildirdik. Genelkurmay’dan gelen mesajda, New York limanına ne zaman geleceği kat’i olarak verilmeyen Devlet denizyollarına ait adı bildirilen gemiye tabutun yüklenmesi isteniyordu. Bu mesaj üzerine Kanada Hükümetine durum bildirilerek, şehit subay na'şının New York’a yollanmasını istedik. Kanada Hükümeti, Kuzey Amerika’da yapılacak her türlü gideri karşılıyordu.
Ondan sonrası o ülkenin kendisine aitti. Kanada Hükümeti, na'şı New York’taki bir cenaze evine gönderdi. 6 ya da 8 hafta sonra geminin New York limanında olacağını bildiren bir mesaj üzerine ben New York’a gittim. Cesetlerin bozulmaması için, kısa süreli bir ilaçlama yapılıyordu. Fakat aradan geçen iki aydan fazla bir zaman içinde cesedin bozulmaması imkânsızdı. Benim tabutun gemiye yüklenmesinden önce cesedi görmem ve bazo kontroller yapmam gerekiyordu. Cenaze evine varıp, kendimi tanıttım ve ve bazı kontroller yapacağımı söyledim. Tabutun içinde başka bir ceset olabilirdi. Ya da dışarıya çıkarılmak istenen bazı şeyler sonradan alınmak üzere tabutun içine konulmuş olabilirdi.
Beni günlük kokan tertemiz bir odaya aldılar. Ve bana… şehidi sizin görüp, gerekli kontrolleri yapmanız için hazırlık yapacağız diyerek ayrıldılar. Tabut iki aya yakın bir zamandır orada bekletiliyordu.
20-30 dakika sonra hazırlığın tamamlandığını ve benim görüp kontrol edebileceğimi haber verdiler. Tabutu yüksekçe bir masa üzerine koymuşlardı. Kapağı hafifi aralıktı. Ben tabutun önünde bir dakika saygı duruşunda bulunduktan sonra, kapağı tam açmalarını söyledim. Uçak kazalarında ölenlerin cesetleri pek sağlam kalmaz, genellikle parça parçadır. Teğmeni tanıyordum. Fakat, bu haliyle onu tanımak oldukça zordu. Ayrıca fazla bekletildiği için de, ceset bozulmuş ve kokuyu gidermek için cenaze evinde bazı ilaçlar kullanılmıştı. Kapağın kapatılmasını ve tabutun limandaki Türk gemisine yüklenmesi talimatını v erdim.
Ayrılacağım sırada Cenaze Evi Müdürü bana seslenerek, “bir dakika zamanınızı alacağım, bunu size söylemeden vicdanım rahat etmeyecek” dedi ve ekledi: “Biz buradan NATO ülkelerinin uçak kazalarındaki ölülerini de gönderiyoruz. Onlar ölülerini en kısa zamanda yurtlarına gönderilmesini sağlamak için her türlü çabayı harcarlar. Çünkü onları acı içinde bekleyen aileleri vardır.
“Ben sizin ülkeniz kadar ölüsüne saygı göstermeyen bir millet görmedim “ dedi. Ben durumu kurtarmak için birkaç cümle söylemek istediysem de, o hemen geriye dönüp benden uzaklaştı.
Türk Hükümeti’nin Milli Savunma Bakanlığı bütçesinde yurt dışında şehit olanların yurda getirilmesi için bir fasıl açılmamış ve tahsisat konulmamıştı.”
* Askeri Müdahalelerin Orduya Etkisi-Hiyerarşi Dışı Örgütlenmeden Emir komuta Zincirine -Doğan Akyaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder