6 Şubat 2014 Perşembe

Ordunun siyasi etkisi*

Ordunun Japon toplumu üzerindeki siyasi etkisi 1868-19465 dönemi boyunca oldukça yüksek düzeyde seyretmiştir. ... ..   1885 yılında yeni hükümetin göreve başlamasından , 1945 yılında yaşanan teslimiyete kadar Japonya kırk iki hükümete başkanlık eden otuz Başbakan görmüştür. Bu otuz Başbakan’dan on beşi general
veya amiral kökenli olmuş ve bunlar on dokuz hükümete başbakanlık yapmışlardır. ...
Ordunun siyasi etkisinin ... son veçhesi 1931 yılından itibaren Japon devlet yönetiminde
terörist yöntemlere geri dönüştür. ... mevcut anayasal rejimin üstünde yasadışı bir şiddet sistemi uygulanmasını içermiştir. Askerlerin taleplerine karşı çıkan siyasi liderler suikast tehlikesi ile karşı karşıya kalmışlardır. ... Başbakan Hamaguşi Kasım 1930’da saldırıya uğramış ve aldığı yaralar sonucu ölmüştür. Halefi İnukai 15 Mayıs 1932 tarihinde gerçekleşen askeri ayaklanmada öldürülmüştür. En kapsamlı tertip ise 26 Şubat 1936’da ... Maliye Bakanı’nın öldürüldüğü ... saldırı olmuştur. Bu saldırıların failleri, hükümetin içerde ve dışarıda askeri program doğrultusunda gerekli tedbirleri almadığına inanan genç subaylar ve harp okulu öğrencileridir. Bu aşırılık yanlısı genç subaylarla üs düzey komutanlar arasında ilişki açık olmasa da, bu dönemdeki her yeni şiddet dalgasının üst düzey
komutanların yararına neticelendiği açıktır. 26 Şubat hadisesi sonrasında ordu yeni hükümet oluşumunu fiilen şekillendirmiş ve muvazzaf olmayan subayların kuvvet komutanlıklarına bağlı bakanlıkların başına atanmasına izin veren 1912 kararnamesinin feshini sağlanmıştır. Gizli şiddet tehdidi ordunun siyasi etkisinin kilit bir parçası olmuştur. Alman subaylar bir suikastı dahi başarıyla gerçekleştirebilecek psikolojik kabiliyete sahip değilken, Japon muadilleri bu tip bir sorun veya beceri eksikliği yaşamamışlardır.

Japon sivil-asker ilişkilerinin geleceği
Japonya’daki siyasete sürekli asker müdahalesi kalıbı, 1945 yılında Japon subay kadrosunun lağvedilmesiyle sona ermiştir. Maziden hiçbir eser kalmamış ve mağlubiyetinden sekiz yıl sonra Japonya’daki tek sivil-asker ilişkisi, Amerikalı işgal güçleriyle, sivil Japon kurumları arasında yaşanmıştır. Japonya’nın egemenliğini tekrar elde etmesi sonrasında da gerçek bir Japon ordusu kurulmamış, dolayısıyla ortada yorum yapılabilecek gerçek bir sivil-asker ilişkileri yapısı olmamıştır. Bu durum sonsuza dek böyle sürmez. Japonya .... .... yeni askeri kurumlar oluşturma sürecinde, bir anlamda olağanüstü özgürlüğe sahip olacaktır.... ... Japonya’da, 1945 öncesinde hakim olan siivil-asker ilişkilerinden görünürde farklı ama özünde pek de farklı olmayan bir sivil-asker ilişkileri sisteminin ortaya çıkma olasılığı güçlüdür.
*Asker  ve Devlet – Samuel P. Huntington*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder