6 Ekim 2016 Perşembe

Kavgalar sorunsuz evliliklerde de yaşanır *

Evlilik hakkındaki en genel yanlış inanışlardan biri, iyi evliliği olan çiftlerin asla kavga etmeyecekleri, her konuda anlaşmaları gerektiğidir.
İyi evliliklerde tartışma yaşanmayacağına inanan bazı çiftler her konuda “anlaşıyormuş” oyunu oynarlar ve hem kendilerini, hem de eşlerini kandırırlar.
Bazı çiftler eşleriyle tartışmaları halinde kontrollerini kaybedeceklerinden, kavganın şiddete varabileceğinden endişelenir ve kavga etmemeyi tercih ederler.
... ...
Bazı çiftler tartışmaktan yorulmuştur; kaybedeceklerini düşündükleri tartışmalara girmektense sadece eşlerinin istek ve arzularını yerine getirirler.
Gerekçesi ne olursa olsun kavgadan kaçınılan çoğu evlilikte, eşler zamanla birbirlerinden
uzaklaşmaya ve soğumaya başlar. Tartışmanın yol açabileceği olumsuz duygulardan kaçınmak adına aslında evliliklerine uzun vadede çok ciddi sıkıntılara yol açarlar.
Evliliklere yukarıdakiler kadar çok hasar verecek bir başka durum ise tartışma ve kavgaların eşlerin arasındaki tek ilişki şekli olmaya başladığı durumlardır. .... ... “Bu inanışı benimseyenler de, hiç kavga etmeyen çiftler kadar sorunlu evlilikler sürdürmektedirler. Bu çiftler anlamlı-anlamsız neredeyse her konu hakkında kavga ederler. Önce birbirlerine hakaret dolu sözler sarf eder, hatta bazen işi şiddete vardırırlar. ..... ....
İşin doğrusu iyi giden evliliklerde de bazen kavga veya tartışmayla sonuçlanabilecek fikir ayrılıkları bulunur. Hatta her uzun süreli ilişkide olduğu gibi evliliklerde de kavgalar ve tartışmalar neredeyse kaçınılmazdır. Nedenleri basitçe şöyle sıralanabilir:
• Kadın ve erkek tamamen farklı fizyolojiye ve görünüme sahip, iki ayrı canlı türüdür. Bu iki türün sadece görünümleri değil, düşünme ve algılama biçimleri, değer yargıları, beklentileri, istekleri, keyif aldıkları ve almadıkları şeyler çoğunlukla belirgin faklılıklar gösterir. Yani sadece iki ayrı cinsiyetin bir arada yaşama çabası bile, bu iki insanın birçok noktada anlaşamayacakları gerçeğiyle yüzleşmemizi gerektirir.
• Uzun süredir bir arada olan ve aslında birbirlerini çok seven insanların tümü belli dönemlerde tartışır.Örneğin çok iyi arkadaşlar da bazen aralarının soğumasına yol açan, anlaşılmadıklarını, önemsenmediklerini hissettikleri tartışmalar yaşarlar. Hatta aralarında gerçekten çok güçlü bir sevgi bağı bulunan anne ve çocuk ile baba ve çocuk da pek çok konuda tartışırlar. Aynı şekilde birbirini çok sevse dahi, evli çiftlerin tartışmayacağı düşüncesi de gerçeklerden uzak ve yersiz bir beklentidir.
• Bazı yönlerden benzese dahi, karı-kocaların kişilik yapıları, geçmiş yaşantıları, hayattan ve ilişkiden beklentileri, ihtiyaçları, yaşam biçimleri, davranışları, sevgiyi ve ilgiyi gösterme biçimleri mutlaka belli yerlerde farklılıklar gösterir. Bu yüzden de evde hangi tür yemeğin pişeceği, akşam yatma ve sabah kalkma saatlerinin neler olacağı, boş zamanların nasıl geçirileceği, televizyonda hangi programların seyredileceği, kimlerle hangi ortamlarda zaman geçirileceği gibi önemsiz gibi gözüken pek çok konu tartışmaya neden olur. Bu farklılıklar son derece doğaldır ve karı-koca arasında en azından belli alanlarda ortaklık ve paylaşım sağlanmalıdır. Buna rağmen her konuda “aynı” olunması talep edildiğinde ve bu farklılıklarla ilgili hiç tartışma yaşanmadığında, bilinmelidir ki eşlerden biri mutlaka gereğinden fazla fedakarlık gösteriyordur. İlişkinin devamı için kendi istek ve arzularını feda ediyordur. Bu durum evliliğin sağlıklı devamı için anlık tartışmalardan sonra yaşanan kötü hislerden çok daha olumsuz sonuçlara yol açar; ilişki yavaş yavaş ölür.
• Sadece eşlerin arasında farklılıklar bulunmaz; aileleri ve ailelerinin çocuklarından bekledikleri de farklılık gösterir. İki kişi evlendiğinde, aileler de evlenmiş olur ve iki kişi arasındaki ilişki ne kadar uyum sağlarsa sağlasın, iki ailenin uyumu her durumda zaman alır. Ayrıca, aileler her ne kadar çocuklarının mutluluğunu gerçekten isteseler de, oğullarını ya da kızlarını ellerinden alan diğer tarafa karşı hep bir miktar tepkili ve temkinli yaklaşır. Bu durum da bazen eşlerin arasında tartışmalara yol açar.
• Hayat hep düz bir çizgi üzerinde ve aynı şekilde akmaz. Hayatın içinde kaçınılmaz olarak yaşanabilen bazı sıkıntılı dönemler (örneğin: maddi zorluklar, hastalıklar, ölümler gibi), keyifli olsa da değişim gerektiren bazı dönemler (örneğin: çocuk sahibi olmak, terfi etmek gibi) ve yaşların ilerlemesiyle gözlenen bireysel değişim dönemlerinde de (örneğin: orta yaş, emeklilik gibi) eşler arasındaki tartışmalarda artış gözlenir.
Yukarıda belirtilen maddelerin tümü ve bunlara eklenebilecek birçoğu aslında evliliklerde kavga ve tartışmaların neden kaçınılmaz olduğunu gösterir. Normal şartlarda ve yeterince iyi olan evliliklerde eşler, aralarında sorun yaratan konuları belli bir sürenin sonunda sağlıklı bir çözüme ulaştırabilirler. Kavga çıkmasın diye problemlerinin üstünü örtmek yerine gerektiğinde tartışmayı göze alarak her iki eşin de kabul edebileceği, memnun olabileceği şekilde tatlıya bağlayabilirler. Bu durumda bile zaman içerisinde yeni tartışma konularının açılmasına engel olamayabilirler. Her halükarda evliliklerde kavgalar yaşanır ve yaşanmalıdır da.
Sonuç olarak belli bir düzeyde yaşanan, şiddeti iyi ayarlanmış ve çözüme ulaşabilen kavgalar evliliğin güçlenmesine, eşlerin evlilik ilişkisi içinde ve evlilikle birlikte olgunlaşabilmelerine, gelişebilmelerine yardımcı olur.  Bununla birlikte evliliğin kurulduğu andan itibaren kavgaya yol açan, gereğinden fazla gündeme gelen, çözümleri bir türlü bulunamayan konular karı-kocanın arasında konuşulamayan, paylaşılamayan ve dolayısıyla da çözülmesi için uygun ortamın sağlanamadığı derinden giden sorunların varlığına işaret eder. Eşler:
gereğinden fazla, şiddetli ve çözüm bulunamayan kavgalar yaşamaya başladılarsa,
kavgaları hep aynı konular etrafında dönüyorsa,
her konuşmanın kavgaya dönüştüğünü, kavgaların dışında konuşamadıklarını,
ilişkiden keyif alamadıklarını,
birbirlerinden uzaklaştıklarını fark ediyorlarsa bir evlilik danışmanından yardım almayı düşünmeye başlamalıdırlar. 
Neticede evlilik bir kefesine birlikte geçirilen keyifli ve mutlu anların, diğer kefesine ise birlikteyken mutsuz olunan anların konduğu bir terazi gibidir. Her iki insan için de evlilik içindeki mutlu ve keyifli anlar, mutsuz ve keyifsiz olunan anlardan ağır basıyorsa, .... ...

*SEÇİL ÖZBEKLİK, Uzman Psikolojik Danışman   http://www.secilozbeklik.net/Evlilik/Ozellik.aspx?KategoriID=1&AltKategoriID=29&OzellikID=70 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder