29 Eylül 2016 Perşembe

Dualarımız *

... .. Neye kavuşmak istiyorsak ya da nelerden kaçmak istiyorsak , dualarımız çoğunlukla onlarla ilgili olur. Bununda ... .. iki boyutu var:
-Birincisi; “Ben bu halde durayım fakat birileri adım atsın.” ya da “Ben bir şey yapmadan Allah’ın yardımı ile şartlar olgunlaşıversin.” der gibi sadece dileklerimizi söze döker ve bekleriz. “Ve zaten bir şeyler yapmak hatalı olandan beklenir. Ben haklı olduğuma göre o geri adım atmalı, o bir şeyler yapmalı.” deyipkendimizi beklemeye ve durumu takibe alırız. Biz beklerken, ne yazık ki şartlar beklemez. Ve zaten sıkınılı olan durum
daha da ilerleyerek sıkınının boyutları artar.
-Diyelim ki muhatabımızda kendini haklı gördüğü için, bizim durumu düzeltici hamle yapmamızı bekliyor; böylece iki taraf da bekleyip duruyor. Ve sonunda, sıkıntı probleme dönüşüp iki tarafı da mat ediyor. Artık yeni ve çok daha sıkıntılı bir süreç başlamıştır. Şimdi soralım: “Niye ben, önce o başlasın!” mantığının kime ne faydası oldu? Bu akıllıca bir bekleyiş mi dersiniz? Bunun çok zarar verici bir tutum olduğunu anlamak için illa boyumuza kadar sorunun içine gömülmek zorunda mıyız?
-Bu anlayışı oluşturduğu dua şekli şöyledir: Allah’ım, bu sıkıntıdan kurtar beni.” “Oğlumu şu yanlış alışkanlıktan kurta.”, “Şu ekonomik sıkıntımızı artık gider.”, “Şu eşimin çenesinden beni kurtar.” vb. dualarda, dua edenin sanki yapması gereken hiç bir şey yoktur da bütün suç şartlarda ya da muhatabın kendisindedir. Haşa, Rabbimiz, sihirli değneğiyle bir dokunacak ve her şey istediğimiz hale geliverecekmiş gibi dua eder ve bekleriz.
-Sıkıntıları üreten biziz, o sıkıntıdan kurtulmak için ben ne yapabilirim ya da ne yapmazsam çözüme keakısı olur diye sormayız.
-Sorunu tespit ettik, tamam sıkıntımız var ve sadece kurtulmak istiyoruz; o kadar. Peki ya sıkıntının kaynağı biz isek? Biz düzeldiğimizde sıkıntı da bitecekse ne olacak?
-Bu yanlış teşhis yanlış duaya, yanlış kişiyi suçlamaya  ve durumu daha da karmaşık hale getirmemize sebep olmaz mı?
-Bu aynı zamanda kul hakkı demek değil midir?
-Bu durumda duamızı değiştirmemiz, zihnimizi çözüme yönlendirmemiz ve yapmamız gerekenleri düşünüp kendimizden başlayarak düzelmeye karar vermemiz gerekmez mi?
-Öyleyse doğru dulardan birisi şu olabilir: “Allah’ım yaşadığımız sıkıntının kaynağını görmemi ve çözüm için bana ne düşüyorsa yapmamı nasip et. Beni doğru etkileyecek doğru insanlarla karşılaştığımda onları fark etmemi ve onları iyi örnek almamı nasip et. Doğru bilgiyi öğrenmem ve hayata geçirebilmem konusunda bana yardım et.
-Doğru adım attıktan sonra bunu sürdürebilmem konusunda sabrımı, azmimi ve kararlılığımı arttır.
-Doğru düşünmemi, doğru anlamamı vedoğru yaşamamı nasip et. Beni anlayışlı ve anlaşılır kıl.” dedikten sonra göreceksiniz zihniniz sizin üzerinizde radar görevi görecek ve size yapabilecekleriniz konusunda ipuçları verecektir. Devamla; “Allah’ım, oğlumun yanlış alışkanlığa yönelmesindeki ihtiyacını anlamamıve gereğini yapmamı nasip et. Saygımı, sevgimi ve verdiğim değeri,nasıl davrandığımda anlayacaksa, öyle davranma bilgisi ve bilinci nasip et.
-Huzur dolu bir aile ortamını oluşturabilmek için elimden geleni yapabilmem konusunda bana yardım et. Yavrularıma iyi arkadaşlar, iyi alışkanlıklar nasip et ve bütün bunlar için iyi birer örnek olabilmemiz konusunda bize yardım et.” diyebiliriz.
-Dualarımızda,  kimi zaman da pozitif talep için , negatif cümle kuruyoruz. “Allah’ım sen başarısızlıktan koru!” demek yerine “Sen başarmamı nasip et!" ya da “Allah’ım , sen hastalıktan koru!” yerine “Sağlığımı koruyabilmem için dikkatli ve hassas olmamı nasip et, bütün vücuduma sıhhat bahşet !” diyebiliriz.
-“Sakın korkma! “ deyip korkuyu hatırlatmak yerine, “Cesur ol, kendine güven, yapabilirisn, şöyle şöyle düşün, sen falanca zaman da benzer bir şeyi başarmıştın onu hatırla!” desek, daha iyi sonuç alırız.
-“Daha dikkatli ol, şöyle şöyle yaparsan düşmezsin , rahat ol.” demek daha doğrudur.
-Bütün bu telkin ve dualarda hem zihne olumlu mesaj verip doğru yönlendiriyoruz hem de fail biziz. ... ..
-Duaların gerçekleşmesi için , hareket ve eylem içinde olmalıyız. Yani tedbirimizi alıp takdire ondan sonra havale etmeliyiz.
-... .. ikinci boyut ise; ... .. “Oğlum şöyle yap, oğlum şunu şunu yapma, hadi camiye git. Kızım o çocukla gezme, gel namaz kıl.” gibi sözlerle oğlumuzu ya da kızımızı eğittiğimizi zannediyorsak yanılıyoruz. ... ..
*Yazının tamamı için; Hayat Filminden Kurtarıcı Kareler ıı  – Saliha Erdim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder