12 Haziran 2015 Cuma

eğilmeyi reddedip kırılmayı seçenler *

 -Bir gün yağmuru seyrediyorum. Bir yaz yağmuruydu ve aniden hızlı bir şekilde başladı. Bahçedeki bütün bitkilerin yana doğru eğildiklerini fark ettim. Önce yağmurdan kırıldıklarını zannettim.Fakat kırılmamış, eğilmişledi. Yağmur bittiğinde yeniden doğruldular, daha diri ve güzel görünüyorlardı. Yağmur onları hem yıkamış hem de beslemişti. Eğer eğilmeseler kırılacakları yağmurdan “eğilerek kurtulmayı” başarmışlardı.
-Aynen bunun gibi; hayat olayları içnde egolarımızı dik tutacağız diye direnmesek, gerektiğinde eğilebilsek o zaman olayların getirdiği mesajları

okuyarak daha anlamlı ilişkiler kurabileceğiz.
İnsanın insanla geçinmesi, kırmadan-kırılmadan beraberce yürüyebilmesiher zaman kolay olmaz. Hele bugünün insanı, gururından “burnu düşse almayacak” kadar müstağni bir duruş içinde. Evlilikler de ilişkiler de çoğu kere bu guru yüzünden yar alıyor, bir daha toparlanamıyor.
-İnsanlar, karşısındakileri anlamak için birazcık eğilmeyi göze alamıyorlar belki ama sonrasında kırılmayı kendilerine reva görüyorlar.
-İnsan olaral hiçbirimiz, bir diğerimize benzemiyoruz. Her insan biricik. Sevdiği şeyler farklı, sevmedikleri farklı.
kim eğildi – kim kırıldı
-Aynı salonda oturup aynı televizyonu izlerken birinin istediği diz, diğerinin haber bülteni ise hangisi eğilecek.. ..  ..
-... .. Kırık kalplerin arttığına şahit oluyoruz.... ..

-Hayat bazen eğilmeyi gerektiriyorsa önümüze yapılacak en doğru davranış o an için eğilmektir. Diğerinin istediği meşru bir şeye “evet” demek, bize de çok şey öğreten bir duruma dönüşebilir çoğunlukla. Neden kendimizi böyle bir fırsattan da mahrum bırakalım kİ? ... ..
*Haz ve Hız Çağında İlişkiler - Nazlı Özburun












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder