6 Ağustos 2013 Salı

Şeytan Severse – Cenk Enes Özer ı

Okuyunca düşünmeye başlıyorsunuz. “Ne olacak halimiz?” demek istiyorsunuz. Muhasebe yaptığınızda ortaya çıkan tablo karşısında anlamazdan gelerek hesap verilemeyeceğini görüyorsunuz. İki yüz on üç sayfalık kitabın sonunda “kendime çeki düzen vermeliyim” dediğinizi fark ediyorsunuz.
Kitapta vurgu yapılan ve aslında bildiğimiz detayları günlük hayatımızda görmezden geldiğimizi, vicdanımızı susturarak kendimizi rahatlamaya çalıştığımızı biliyoruz. İşimize gelmese de önümüze konan ve insanı düşünmeye zorlayan ayrıntıların bir bölümü:

Bir Dakika önce gören göz, açık olduğu halde ve sana baktığı halde görmez oluyor. Demek ki asıl gören, göz değil; ölümle birlikte bizi terk eden ruhtur. Ve dahası ruhun, görmek için göze ihtiyaç yoktur. …
… O zaman anladık ki sevgi, kullandığımız kelimelerden çok daha etkili bir dil. …
… Kaf Dağı … … Zümrüdü Anka Kuşu …Azâzil ..
…Allah’ın  … tüm yarattıklarına verdiği değeri …. Kendisine kulluk edene de isyan edene de; şükredene de nankörlük edene de; muhabbet edene de düşmanlık edene de bütün ihtiyaçlarını karşılıksız verecek kadar
merhamet ve sevgi doldur. …  … Varlıkla imtihan, yoklukla imtihandan çok daha zordur. … …  ibadetin çok şekli vardır. İşin özü, Allah’ın verdikleriyle yine O’nu anmaktır. … Allah’ı gafletle anmanın, zikir değil sayıklamak olduğunu; zikirden muradın, O’na yakınlık olduğunu; oysaki Allah’ın, zikrimize ya da gafletimize bakmaksızın her zaman ve her yerde bizimle olduğunu; tüm meselenin de bunu fark edip idrak ederek yaşamak olduğu … … Ey Rabbimiz! Sen’i merhamet ve şefkatinle tanıdık. Sen asla zulmetmesin: Şayet gazabın yaklaşmaktaysa muhakkak takip ettiği bir delalet vardır. Fakat yine de Sen’den ümit kesmeyiz. Çünkü biliriz ki şefkatin, gazabını galebe çalmıştır. … “Hayır da şer de Allah’tandır…. Allah’ın her işinde bir hikmet vardır. ….. şer gibi gördüğüm tüm o ölümler, yok oluşlar, terk edilişler muhakkak bir hikmete tabidir.
Allah dilerse bunu bize bildirir dilerse gizler. Her ikisi de imtihandır ve bize sabretmek düşer.    Allah çok merhametli olup kullarını bağışlayacağı zaman günahlarının büyüklüğüne ya da daha önce kaç kez bağışlandığına bakmaz. Yeter ki tövbe ile O’na dönesin …. … Rabbimiz böylesini uygun gördüyse bize düşünmek değil kabullenmek düşer. ….
… beni rahmetinden uzaklaştırmana karşılık ben de onu ve neslini azdıracağım. Senin doğru yolun üzerine pusu kuracak; onların önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından yaklaşıp bir şekilde kandıracağım. …. … Adem’in kolay lokma olmadığını anlamıştı. Görünen o ki akıl, ona verilen yegâne silahtı … … Ne yapıp etmeli Adem’in aklını başından almalıydı… … sonuçta bu işe kadın eli değmesi gerektiği gün gibi aşikârdı.  Ne de olsa Havva, eşini ayartmada … potansiyel bir … kurbandı … …

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder