14 Şubat 2015 Cumartesi

Ömrün bittiği noktada hesap sormak *

-... .. Gençlikte varlığın illizyonuna kanmak daha kolay. Oysa yaşlılıkta varlığın gidişi daha bir farkediliyor. Her geçen gün beyazlayan saçlar, birer birer vefat eden arkadaşlar, hastalanan bir beden, tutmayan eller, görmeyen gözler...
-Tüm bunlar beklenen sonun yaklaştığını fark ettiriyor.
-Gençken dünyayı ne kadar sevdiğini sorgulamadan yaşayıp giden insan, yaşlanmayla birlikte dünyanın geçiciliğini de daha fazla hissetmeye başlıyor. ... ..
-... Gençken insanın kendini oyalayabiliyor olması, diğerlerine karşı
daha müstağni durabilmeyi sağlarken yaşlılıkta durum değişir. İnsandaki takdir edilme ve sevilme ihtiyacı yaşlılıkla birlikte artar.
-Gençken “Önemli değil, o sevmezse başkası sever.” Diye yola devam edebilen kişi, yaşlandığında kayıtsız şartsız sevilmek ister.... ..
-Anne-baba hata yapmış olsa bile hesap sorma hakkı evlatta değildir. Onun hesabı, onun yaratıcısıyla kendisi arasındadır.... .. Hataları görmek yerine örtmek zamanıdır yaşlılık, Kayıtsız şartsız sevebilmek ve vefa zamanıdır, anlamaya çalışma ve hoş görebilme.
-İnsan, çocuğuna nasıl davranıyorsa anne babasına da öyle davranabilmelidir. Çocukla kurulan ilişkide çocuğun kusuruna bakılmaz. Çocuk, olduğu gibi kabul edilir ve şefkat devam eder.
-Yaşlanan insan da bir nevi çocuk gibidir. Hesap sormaktan çok, şefkat görmeyi hak eder.
-... Affetmek, onaylamak değildir. Affetmek,katılmak değildir. Affetmek, karşısındakini haklı görmek değildir. Affetmek sadece ve sadece hesap sormayı bırakmak ve geçmişte yaşamak yerine bugüne gelmektir. Bugünde olmaktır. ... ...

*Haz ve Hız Çağında İlişkiler - Nazlı Özburun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder