7 Şubat 2015 Cumartesi

Kaymak tadında şanti *

-... ..Kalabalıklar içindeki yanlızlığımız ... .. havadan öpücük gönderiyoruz. Ama sarılmak gibi olmuyor. Mesaj atıyoruz ama konuşmak gibi olmuyor. Sesimizi duyuramıyor, kendimizi avutamıyoruz.
-Sahtelikler ve sunilikler dünyasında sahici” olmaya çalışmak ve kendimizle, tembelliğe alışmış bünyelerimize zor geliyor.... ..
-Sallama çaylarımızı bireysel kupalarımızda sallarken kişisel netbooklarımızda profillerimize yapılan
yorumlarla kendimizi kutsayarak vakit öldürüyoruz. Arkadaşlık tadında sanal arkadaşlarla yaşarken arkadaşlığın “iyi günde, kötü günde” olan desteğini vermeye de yeri geldiğinde beklemeye de eriniyoruz. ... ..
-Annelerimiz yalancı emziklerle büyüttüğü için mi bilmiyorum ama yalancı emziklerle yaşamaya devam ediyoruz. Biraz hüzünlensek hemen bir yalancı emzik buluveriyoruz kendimize. Bu kimisi için dizi izlemek, kimisi için araba kullanmak, kimisi için dolaptan atıştırmak, kimisi için zaman öldürmek... ..
-Kaymak tadında şantiyi evde yapılmamış ekmek kadayıfının yanına koyup poşetten çıkardığımız tek kişilik çayımızla beraber, tek kişilik yanlızlığımızda, tatsız tuzsuz hayatımızı tatlandırmaya çalışarak kendimizi kandırıyoruz.
-“Çözüm ne olmalı?” diye soruyorsanız eğer “Çözüm çok açık aslında.” Diyebilirim. ... .. Doğruyu zaten biliyorsunuz. Herkes biliyor.... .. “Diğeri için ne yapabilirim?” diye sormaya başlayarak insan tadında olmak için niyet etmek...

*Haz ve Hız Çağında İlişkiler - Nazlı Özburun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder