18 Ağustos 2012 Cumartesi

TRT Avaz ve dilimiz

Oğuz lehçesi ve Çağatay Lehçelerinin adlarını duyarız, ancak ayrıntılarını bilmeyiz. Dünyada Türkçe konuşan insan miktarının yüksek olduğu konusunda fikrimiz var ancak rakam telaffuz edemeyiz. Türkçe çok geniş coğrafyada kullanılıyor. Bunun ne kadar bilincindeyiz? Sovyetlerin dağılması sonrasında farkına vardığımız Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde kullanılan dili
biliyor muyuz?  Bir adım daha öteye gidecek olursak; Çin’in Sincan-Uygur Özerk Bölgesinde ne konuşuluyor, merak ettik mi? Tarihin
derinliklerine gidecek olursak; Çarlık Rusya’sının devrilmesinden önceki dönemde, sözünü ettiğimiz bölgeler “Doğu Türkistan” olarak adlandırılmaktaydı. O dönemin genel yönetim anlayışı içinde emirlikler, hanlıklar (Hokan Hanlığı, Hive Hanlığı, Buhara Emirliği, ….) bölgede hâkim güç olarak tarih sahnesindeki yerlerini almışlardı. Uygur Devleti de büyük bir medeniyetin temsilcileri olarak tarihe iz bırakıyorlardı. Tarihi akış içinde kuzeyden önce Rus Çarlığı, sonrasında Sovyetler ve güneyden İngiliz etkisi ve devamında Çin hâkimiyeti ile bölge önce ikiye ayrıldı. Doğu Türkistan (Uygur Bölgesi) Çin kontrolüne ve Batı Türkistan Sovyetler Birliği kontrolüne girdi. Bu yeni yapılanmada geçen “Türkistan” kavramı bölge
insanındaki kimlik bilincini sürekli hatırlattığından, zaman içinde yönetim isimleri Azerbaycan-Kırgızistan-Kazakistan-Özbekistan- Türkmenistan-Tacikistan Muhtar Cumhuriyetleri isimlerini aldılar. Böylece aynı soydan gelen insanlar arasındaki gönül bağı koparılmaya çalışıldı.
Tarihi süreci bir kenara bırakarak bugüne geldiğimizde anılan bölgelerde kullanılan dil bizim Türkçemizden çok farklı değildir. Sınırlarımıza en yakın Azerbaycan’dan başlayarak doğuya doğru gidildiğinde, küçük anlam ve lehçe farklılıkları dışında ortak bir dil kullandığımızı görmekteyiz. Bölgede yaşayacak olursak; bir süre sonra bizim kullandığımız dil Türkçe mi sorusunu kendimize sormaya başlarız. Biz “fotoğrafçı” dediğimizde onlar bizi anlamayacaktır. Özbeklerin aynı kavram için “insan suretçisi” kelimelerini kullanması bizi düşündürecektir. Benzer şekilde “lokanta-restoran “ kelimelerimiz “aşhane-aşhana”, “pilot”- “uçkıç”, olarak kullanılmaktadır. Diğer taraftan ortak kullanmaya devam etiğimiz çok sayıdaki kelimenin harf veya eklerdeki farklı uygulamalarına alışmak zamanımızı almayacaktır. Temel gramer yapısı aynı olduğundan, mahallinde bir hafta kalanlar, tercüman ihtiyacı olmadan günlük hayata katılabildiklerini göreceklerdir. Ata Yurdu olarak adlandırdığımız bu bölgelerde kullanılmaya devam edilen Türkçeyle ortak dil zenginliğimizin orta çıkarılabilir. TRT Avaz’ın bu konudaki adımlardan birisi olduğunu görüyoruz. Yeni adımlara olan ihtiyacımız var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder