Fazla naz aşık usandırır - birinci bölüm
Program
sunucusu katılımcıyı sabırla dinliyordu; Karşı taraf, “Problem var. Uzman
desteği gerektiğini düşünüyorum, ...” dedi. “Bir, iki, beş yılın sorunu değil
yaşadıklarımız. Uzun süredir hissettiklerimi anlatmaya çalıştım. Anlatamadığımı
düşünüyorum. Uzman yardımıyla çözüm
bulabilmeyi ümit ediyorum,” diye sözlerine devam etti.
bulabilmeyi ümit ediyorum,” diye sözlerine devam etti.
-Üzerimdeki
aile baskısı ile baş edemiyordum.
-Ümitsizce
sessiz feryatlarını duyurmaya çalıştı... ..“Henüz çok erken. Sizin taleplerine
hayır demiyorum. Bari seçme hakkımı kullanabilseydim. Bu devirde çobanlar bile
seçme hakkını kullanıyorlar... .. “
-Ya
isyan ederek ailemle bağlarımı koparacaktım ya da kadere razı olacaktım.
-Kabullendim
bile diyemem... .. Başıma gelecekleri beklemye başladım.
-Daha
önce başka ortamlarda karşılaşmıştık... ..
-Bu
seferki planlı biraraya getirilmek oluyordu... ..
-“20’li
yaşlarda … … acemi olduğumu biliyordu; bu mazeret değil, belki..., ancak henüz
hazır değildim ... ..
Emirvaki karşısında
kaldı...
-Birazda
çekinerek “Emir vaki karşısında kaldık,” deyince umursamış görünmedi.
-Arkasından “Oldu bittiye geldik,” deyince de
etkilenmemişti. Umursamadı bile .... sonuçlarına katlanırım edasıyla. ... ..
-İsyan
edecek inisiyatife de sahip değildim... ..
-Kabullendim.
Rolümü oynamaya çalıştım.
-Yıllar
içinde bağlandım.
-İnsan
evdeki muhabbet kuşuna bile bağlanıyor.
Bu işin sayısı olur mu?
-60’lı
yaşlara merdiven dayanıncaya kadar her dönemde sorun vardı. Başkaları haftada
şu kadar, biz bu kadar , her duruma kılıf uyduruluyordu ... tam zamanı … baş
ağrısı bahane ... arkamı döneyim... sorunlara arka dönülür mü? ... ört ... ışığı kapat ... adem elması-dirsek...
sakız çiğne... gözlerini havaya dik ... tahammül gösteriyor... sabırla
bitmesini bekliyor ... gönülsüz, mecbur kalmış.. vazife yapar gibi ... işkence görüntüleri ... acı
çekiyor gibi... .. inleme sesleri.... eski Türk filmlerindeki gibi ... tecavüzcü
Çoşkun’u hatırlıyorsunuz. ...zamanlama
bilerek seçilmiş gibi... tırnak ucuyla kazıya kazıya bir yerlere mi
geleceğiz...... terapist sordukça adam anlatıyordu. Ne de çok birikmiş sorunu
varmış...
-“Peki
ilerleme yok mu?” dedi uzman; “Korse”den
“zırh”a geçmemiz yılar aldı...”don”a kaldık ...
-Alınacak
çok mesafe var da, zaman kaldı mı? bilinmez .... ... neden? Kol uçlarından ve
ayak bileklerinden lastikli, fırfırlı ve yerlere kadar pazen .… estetik / ambalaj / görünüm önemli değil mi?
-Mevsimine
göre kısa kollu ya da kolsuz olanlar da var ama sırtı ... açık olmaz... ..
-Dar
olmaz, sıkılırım, sıkarım...
-Her
şey dahil 10 dakika ile sınırlı... ..
-Şimdi
olmaz...
-Bugün
hava soğuk...
-Üff
çok sıcak ...
-Elleme,...
manavdayız sanki....sebze mi seçiyoruz
-Me,
..ma.. koyun gibi olacan.... ..
-Üstüme
...gelme, ... bak çarpıntım gelecek ….
-Zamanımıza
tekrar dönelim...
-Her
şey planlı mıolur?
-Kendiliğinden
harekete geçilemez mi? .... ...
-Kötü
kadınlar mı ... ..
-Bu
kadar alış-veriş yeri sadece kötü kadınlara mı hizmet veriyor... ..
-Tamamına
yakınını .. satın aldım. ....
-Bardağı
taşıran damla; ... el çabukluğu ile değiştirildi .... ..
-Sekiz
ay ara (Aralık-Ağustos),
daha önceleri de ara
verdik. Ağrılarım arttı ...
-Lafın
yeri geldi, kitaplardaki bilgileri yorumsuz paylaştık; söylenenler mi,
kitaptaki bilgiler mi doğru... “... bakan gözlere zebanilerin akıtacağı erimiş
kurşun” hepsi uydurmaymış ... ..
-Çok
sayıda kitap okuyorum, anlamaya çalışıyorum, varsa eksikliği tamamlamak, varsa
hata düzelmek için... ...
-Doğruyu
nerede aramalıyız? Referans ne olmalı? Dini kitaplar mı? Oraya bakarsak
taraflara düşen görevler / sorumluluklar açık değil mi?
-Meseleyle
boğuşacağına / uğraşacağına kendi işini kendin hallet mantığı... Sekiz ay
içinde zonanın farkına varılmaz mı?
-Hep “ben haklıyım”
duygusu... ..
-“Benim doğrularım
doğrudur” bakış açısı gerçekten sağlıklı mı?
-Biraz da başkalarını
değerlendirmelerini dinleyemez miyiz?
-Hatta uzman desteği formülünü
düşünmemiz gerekmez mi?
-Bu aşamaya bile (azgın teke–paronayak benzetmelerinden sonra)
son iki üç yılda gelebildik.
-Siyah beyaz örneğinde
olduğu gibi hep ben doğruyum , ya da, hata “hep bende” ya da “hep karşı tarafta”
diyebilir miyiz?
-Trafik kazalarında
olduğu gibi hatanın paylaşımını yapabilmeliyiz…. ..
-Sorumluluklarımızın
farkında olmayı bekliyorum. Tedavi gerektiren rahatsızlığım varsa buna da
hazırım .... ..
-Anlamak için okumaya devam ediyorum...
..
-Fedakârlık karşılıklı olmalı ... ..
-Kadın…. ruhu hassas.. … biraz eğri ve kırılgan ….zorla doğrultmaya
kalkarsan, bükülür, incinir, yıpranır ve kırılabilir …
-İnsan neden evlenir…. .Allah’ın emri
peygamberi kavli.. .. tamam doğru da… uygulama nasıl olacak … lezzetli yemekler, akşam içine gireceğimiz
bir evimiz, güzel eşyalarımız… … ara
sıra seyahate çıkmak …. .. muhabbet etmek ..
.. .. birkaç çocuk sahibi olmak …
sonra sessizce yan yana oturalım .. …
uzaktan bakışalım.. …şimdi değil, sonra… başım ağrıyor… ne bitmez baş
ağrısıymış.. .. ..
-Baş ağrısı bitti, yeni bahaneler türedi..
..
-Çocuk yapmak uyumlu eş olmak
için tek başına yeterli mi .. .. .. ön
şart mı… .. eşlerin farklı öncelikleri
olmaz mı, .. .. .. bunlar arasında denge
sağlansa fena mı olur ... ..
-İşler benim şartlarımda yürür ....
.. ..
-Dışarıda kendime gösterdiğim özeni
evde gösteremem .. .. ..
-Neden sıkıntıya gireyim.. .. ..
-Ben ne dersem o olur... ..
Azgın
teke
-“Azgın teke sendromu” benzetmeleriyle
yakışıksız kıyaslamalar… .. .. argo sıfatlarla
aşağılamalar …. paronaya benzetmeleri ….
sorunu görmezden gel… .. düşünceleri ifade etmeye çalıştığımda …. “boş ver önemsiz şeylerle kafanı yorma” der
gibi.. .. .. sanki lavabo … akıt gitsin
… arkanı dönünce sorunlar buharlaşıyor mu? …..
-Anlamaya-anlatmaya çalıştım... ..
-Başarılı olamadığımı görüyorum…. ..
-Lezzetli yemek benim önceliğim değil,
hatta hiç olmasa da aramam….
-Aradığım ayrıntılar olamaz mı… …
-Önceliklerim var, ama takan var mı? …
..
-Evde bulamadığım yemeği dışarıda
bulabilirim … ..
-Dışarıda bulabileceğim çok şey var…
..
-Ama
dışarıda aranmaması gerekenleri de unutmamalıyız ..
-Açıkça konuşmak yetmiyor olmalı..
…
Aynası
iştir kişinin
-Ağızdan çıkan sözlerle uygulamanın
örtüşmesi gerekmez mi… … ..aynası iştir kişinin lafa bakılmaz … .. ikna
edicilikten uzak yapay güzel sözler .... ..
-Çocuk mu kandırıyoruz? …
Fazla
naz aşık usandırır
Fazla naz aşık usandırırmış .. ..yoruldum
… ..
-Sorunlara ilgisiz kalmak, sabretmek ,
mevcutla yetinmek, şikâyet yok, “eldekine
razı ol” formülü tutar mı? ....
-Bak şeker istiyorsan gel, sonra ....
-Evlilik
saygıdır, sabırdır hosgörüdur fedakarlıktır iletişimdir paylaşmaktır... ..
-Tamam
da, tek taraflı mı?
-Yorganı ört, ışığı kapat... ..
-Sakız
çiğne... ..
-Gözlerini
havaya dik...
-Şimdi
değil, başım ağrıyor... ..
-Tam
zamanı... .. korunmak mı eziyet mi?
-Başka
yolu yok mu?
-“Ben
arkamı döneyim sen ... ..” .. sorunlara
sırt çevrilir mi?
-Sorunlarımızla
yüzleşemez miyiz? Prof. Dr. Nevzat Tarhan (Kadın
Psikolojisi) kitabında; “Öyle kadınlar vardır ki, eşini
sinirlendirmekten özel zevk alır. Onu sinirlendirecek olaylara çanak tutar,
....Kadın, erkeğin derinliklerinde var olan şiddet eğilimini ortaya çıkaracak
şekilde davranır...” diyor. Bu tuzağa düşmek medeni insana yakışmaz. Tuzağa
düşmekten kaçınırım.... ..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder