5 Ağustos 2015 Çarşamba

Sihirli değnek

Fazla naz aşık usandırır – yedinci bölüm
Hayal kırıklığı
-Terapistimizin son görüşmelerin baş kısmına koyduğu soru; “nasılsınız?”
- .... “İyiyiz, siz nasılsınız ?”
-Cevaplarımızın yeterli olmadığını hissettiriyor....
-“Yani ilişkiniz nasıl?”
-Bunun üzerine gelen  “değişiklik yok” cevabı sanki hayal kırıklığına neden oluyor.
Sihirli değnek
-Nasıl bir cevap olmalıydı?
-Olumlu cevap veremediğimiz için seanslara devam etmiyor muyuz?
-Bugün de aynı sorunuza vereceğimiz cevap; “yetmez ama, evet, biraz” bile değil ….
-Terapistimiz soruyor. “Ne duydunuz... ?”
-Sekizinci görüşmeye hazırlanırken, terapistimizin ne demek istediğini de duymaya-anlamaya çalışıyorum ....
-“Bu işin sihirli değneği yok”, çözümü siz bulmalısınız ...  
-Zaman geçiyor ...
-“Sihirli değnek siz kendinizsiniz... ” diyor sanki ...
İlham gelmesini mi bekliyoruz?
-Belki de neyi konuştuğumuzun tanımını yapmaya ihtiyacımız var.
-Gözlerimiz kapalı, el yordamı ile bir şeyler mi arıyoruz?
-Yoksa hedefimizin ne olduğunu biliyor muyuz?
-Yanlışlık var mı?
-Doğru şeyler üzerinde mi emek veriyoruz?
-Seans sayıları arttıkça, bununla paralel olarak bir şeylerin değişmesi ümit ediliyor …. ediyorum ...
-Beklenen değişikliğin ne olduğunun farkında mıyız?
-Ne olursa hedefe yaklaşmış sayılacağız?
-Yoksa sabırla ilham gelmesini mi bekleyeceğiz?
Mobbing...
-Bir şeylerin farkına varmanın, bir şeylerden ders çıkarmanın ve bir şeyler öğrenmiş olmanın bizde davranış değişikliğine neden olması gerek miydi?
-Ortada davranış değişikliği var mı?
-Evet, maksada uygun kıyafet almaya birlikte gidebileceğimizi gördük (katlanıyor......) ... 
-Başka bir şey almamak ve başka şeylere bakmadan hedefe yönelik birlikte alış veriş yapabileceğimizi bir kere denedik ….
-Tahammül gösteriyor gibi... ..
-Kıyafet seçimini ve zamanlamasını yanlış taraf yapıyor gibime geliyor …..
-Tek taraflı taleplerde bulunmak rahatsızlık verici ….  
-Kıyafetleri ortaya çıkar, ne istediğini seç,  göster, ben giyerim …. yoksa ilgilenmem düşüncesi sürdürülebilir mi?
-Kerhen ....
-Kerhen bile denebilir mi?
- “....  mobbing” uygulayıcısı durumuna düşmek istemem  ...
-Fiziksel güç kullanımına bütün alanlarda karşıyım, akıllara bile gelmemeli.
-Aynı şekilde manevi güç kullanımı veya baskı olarak algı yaratabilecek davranışlardan da kaçınmaya çalışırım ..... karşıyım ...
-İçinde sevgi olan (kerhen veya sıra savmak için olmayan) fiziki yakınlıklara yer vermenin anarmalliği var mı?
-Değişimi / gelişimi ümit ediyorum .....
Ben mükemmelim...
-“Ben mükemmelim, ben bilirim, benim dediğim doğru,  benim dediğim olacak” anlayışını da yanlış buluyorum.....
-Sorunu tarif etmek ve normalleşebilmek amacıyla destek alma çabasını sürdürüyorum....
Özel zaman & özel kişi
-Özel kişilerle paylaşılan özel zamanlarda; sınırların olması insanda “acaba karşı tarafa rahatsızlık mı veriyorum?” endişesine neden olabiliyor …. ….
İsteyince oluyor
-Yakın dönemden örnek vermek isterim,
-Keyifli olduğu kadar yorucu bir haftalık uzun yolculuk sonrasında; önceki gece yarısı eve gelinmiş, sabahın erkeninde ise bir davete katılma konusundaki enerji ve arzulu davranışlar insanı düşünceye sevk ediyor.
-Aynı günün sabahında; varsayalım ki davet olmasın; aynı zaman dilimini baş başa geçirecek olsaydık, aynı “enerji emaresine rastlayabilir miydik ?”
-Kesin cevap “Hayır!”
-Yorgunum, başım ağrıyor, çarpıntım geldi ......
-Bu sözler güncel hayatta karşılaştığım ifadeler.....
-İnsanların akrabaları veya sevdikleri ile hoş zamanlar geçirmelerini taktirle karşıladığımı / teşvik ettiğimi belirtmek isterim ...
-Ev hali dışında gösterilebilen enerjiye şahit olmak anlamlı...
-Ev hali dışına taşan enerji ve arzunun varlığını görmek...
-Dışarı çıkarken hazırlık için zevkle ayrılan zaman...
-Ortaya çıkan tablo; aynanın kenarına dizilen elbiseler, ayakkabılar ... ..
ıkar-giy... yeniden çıkar, tekrar giy...
-Ayna karşısında gösterilen ihtimam; “başkalarına var da bana yok mu? “ (kıskançlık anlamında değil) dedirtiyor .... İsteyince oluyor... İstemeyince de olmuyor....
Hayat arkadaşı (mı?)
-Tam da sorunun görünür olduğu noktadayız. Benzer enerjinin, duyguların hayat akadaşı iki kişi arasıda da (sözde değil özde) yaşanabilmesi beklenemez mi?
-Maruz kaldığım durumu “hayat tercihlerle doludur...” veciz sözü ile açıklayabiliyorum....
-“Tercih sıramasında arka sıralarda yer bulma” konusunda eksikliğim var demek ki ...düşünüyorum....
-Sonuçta sıkıntı var .. 
-Çözüm arayışlarını daha ne kadar sürdürebilirim? ....
-İlk tercihlerde yer alamamak konusundaki eksikliğimi bilmek istiyorum.... 
-Psikolog yazar diyor ki; “Kadın ve erkek birbirinin tamamlayıcısıdır”.
-Zaten bu nedenle “eş” denmiştir. ....
-Güzel sözün sihirli gücü vardır. ....
-Güzel davranışlar sözlerin etkisini güçlendirir.. ...
-Güzel söz ancak güzel duygu, düşünce ve davranışlarla etkili olur.... ..
-Buradaki soyut ifadeleri (birbirinin tamamlayısı olmak , güzel sözler, güzel davranışlar, sorumluluklar...) teker teker tanımlamaya ihtiyaç var ....
-İçi doldurulayan güzel sözler anlamlı mı?
-Güzel sözler, güzel davranışlarla uyumlu olmalı...
Bana ne zaman sıra gelecek
-İlk tercihlerde yer alanlardan sonra; bana ne zaman sıra gelecek diye beklemekteyim.....
-Sorulara cevap bulmak konusunda kendimi halsiz hissediyorum...
-Motivasyonum var diyebilir miyim?
-Evet buraya kadar gelmek ve çare aramak konusunda enerji harcayabiliyorum ...
-Beklentilerinden vaz geçmeli miyim?
-Önceki motivasyonum (daha çok ev hanımlarının yaptığına inanılan işlerde, yemek masası hazırlamak, bulaşıkları toplamak, çamaşır asmak, ev temizliği yapmak...) kayboldu..... içimden gelmiyor...
-Ev erkeğinin yapacağı işleri (taşı, getir, götür, al, bırak....) ise aksatmamaya çalışıyorum....
-Profesyonel destek almak durumunda kaldığımız konularla sınırlı olmak kaydı ile; duyguların giderek azaldığı bir ortamı teneffüs ediyoruz..... rahatsızlık verici ...
Aynası iştir kişinin
-“Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz” özdeyişindeki gibi; arada gelen sevgi sözleri duvara çarpan ses olmaktan öteye gidiyor mu? 
-Düşünüyorum .....
-Bir söylenen sözlere bakıyorum, bir de uygulamaya bakıyorum ...
-Çocuk kandırır gibi ....
-Olmamalı ....
Algılarımız
-Sözler ve davranışlar uyum içinde olmalı,
-“Ben dünyanın en iyi öğrencisiyim” demekle en iyi öğrenci olunur mu?
-Davranışlar, tutum, çalışkanlık, ders başarısı, takım içinde uyumlu çalışabilm gibi kritere bakarak “en iyi öğrenci” olunur...
-En iyiyi tanımlamanın ölçüsü olmalı .....
-Karşı tarafın ”algı”sının önemi olmalı .....
Metal yorgunluğu
-Destek almak konusunda bizi buraya getiren konularda; daha ne kadar (tek taraflı) fedakârlık gösterebilirim.
-“Metal yorgunluğu” yaşadığımı düşünüyorum.....
-Terapistimizin gayretleri ne işe yaradı?
-Kendimi ifade edebilme konusunda destek bulduğumu söyleyebilirim.
-Görüşme süremiz bir saat olmasına karşılık; kısa sürelerde doğrudan söyleyemediklerimi paylaşabilme imkanı buldum ....
-Ancak sorunu çözebilme konusunda yeterli mesafeyi aldık diyemiyorum...
-Yer ve zamanı, süreyi tek taraflı belirleyince; karşılıklı anlayış var diyebilir miyiz?
-Sabrın sonu selamet olur mu?
-Bırak bu işleri “katlanacaksın” diye mi düşünmeliyim? ....

-Cevap arıyorum ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder