Fazla naz aşık usandırır – on dördüncü bölüm
İlişkilerin sanat boyutu
-Empati
yapmak; insan olmanın gerektirdiği değerlerin başında geliyor.
-Karşı
tarafı anlayabildiğiniz ölçüde iletişim kurmada başarılı olunabileceğine inanıyorum.
-Empati
yapmak isterken ölçünün kaçırılmaması; işin sanat boyutu ... ..
-Yakın
iletişim içinde olduğunuz kişinin ihtiyaçlarını talep gelmeden karşılamaya
çalışmanız doğru bir hareket mi?
çalışmanız doğru bir hareket mi?
Zafiyetlerimiz &
istismar kapısı
-Yoksa
istismar kapılarını aralamaya yarayan bir zafiyet alanı mı?
-Örnek
vermemiz gerekirse; evdesiniz, çamaşır makinasından uyarı geldi ve çalışması
durdu.
-Eşinizin
çamaşırları asabilecek durumda olduğunu görüyorsunuz.
-Kendiliğinizden
harekete geçtiniz ve çamaşırları siz astınız.
-Başlangıçta
“teşekkür“ edilerek karşılık gördünüz.
-Bu
tutumunuzu sürdürmeye devam ettiniz.
-Zaman
içinde “çamaşır asmak” sizin
görevleriniz arasına katılmış olabiliyor.
-Diğer
bir ifade ile artık çamaşırları siz asmak durumundasınız, yoksa
sorumluluklarını yerine getirmeyen eş durumunda eleştiri almaya
başlayabiliyorsunuz.
-“Yanlış
nerede?” sorusunu cevabı basit değil...
-Özellikle
eşler arasında kendiliğinden ortaya çıkan ve süreç içinde gittikçe kuvvetlenen
“ortak akıl” karşılıklı uyuma katkı sağlar.
-Bu
uyumun gelişmesi için önceden belirlenmiş ya da pazarlıkları yapılmış bir
şablona (senin sorumlulukların, benim
görevlerim vb.)
ihtiyaç olmamalı.
-Uyumlu
aile yaşantısı içinde hayatı paylaşmak ve birbirine destek olmak doğal kabul
edilmeli.
Empati yapmak
-Uyumun
iyi seviyede olmadığı durumlar için ise şunu önerebilir miyiz? Empati yapmak
iyidir.
-Ancak
hayatın akışına uyumlu hareket etmek, genel şablon neyi gerektiriyorsa ona
uygun davranmak gerekir.
-Genel
anlamda bir şablon olarak; erkek ev dışı işleri, kadın ev işlerini üstlenmeli
diyebiliriz.
-Bu
bakış açısının sınırları elbette değiştirilebilir.
-Eğer
talep gelmişse olumlu yaklaşımlarla empatik davranmak bir çözüm olabilir.
-Örneğimize
dönecek olursak; çamaşır makinasının çalışmasını durdu.
-Çamaşırların
asılması gerekiyor.
-Hayatın
akışı içinde evin hanımının çamaşırları asması beklenir.
-Evin
hanımı için makul bir gerekçe var ve eşinden yardım istediyse, empati devreye
girmeli ve destek sağlanmalı.
Sihirli formül yok
-Sihirli
formul aramak hayal olarak görülmeli.
-Her
insanın kendisine özel “sihirli formulü” kendi benliğinde aranmalıdır.
Semavi bağışlayıcılık
-Yine
Nevzat Hoca’nın kitabındaki; (sf.72) “Başkasının
hatası yüzünden kalbi kırılan kişi “sen dili”yle değil, “ben dili”yle konuşmayı
başarmalıdır. Semavi bağışlayıcılık idealdir, ancak herkes bunu başaramaz.
Bağışlamayı zamana bırakan insan, karşı tarafı suçlayıp yargılamak gibi kolay
bir yol yerine kendini sorgulamak, öz eleştiri yapmak yöntemlerini
kullanmalıdır.” ifadesinden
yola çıkarak öz eleştiri yapmaya çalışalım.
-Acaba
haddimizi aştık, işimiz olmayan ya da gereği yokken üstlenilen sorumluluklar
istismar kapılarını mı araladı?
Her işe talip olma
-Bir
hal tarzı olarak; “empati” ve “her işe talip olma” anlayışını denemeye
başladım.
-Gelişmeler
karşısında mümkün olabildiğince düşük seviyede tepki vermek ve sessizliği
muhafaza etmek etkili olabiliyor.
-En
azından arıza çıkmıyor...
-Maruz
kaldığınız davranışları ve durumu değerlendirmek, buna göre eşler arasındaki
uyum seviyesini daha da iyileştirmek iki tarafın sanatı / başarısı olacaktır.
-”Yemek
hazırlanmasa ne olur.
-Ev
dağınıkmış, olabilir.
-Talep
gelmiyorsa bekle.
-Medeni
ölçüler içinde ve meşru sınırlar içinde kalınarak hayatın akışı sürdürülebilir.
Ortak aklı beklemek
-Daha
iyisi olmuyorsa; mevcuda razı olmak, sabır göstermek ve “ortak aklın” ön plana
çıkmasını beklemek “arıza” çıkarmaktan daha iyi görünüyor..
-Yan
yana oturalım....
-Brahma
rahipleri gibi, hoşumuza gitmeyen durumlar için bile eğilerek birbirimize
nezaket sözleriyle mukabelede bulunalım.
-Anne
çocuk ilişkilerinde olduğundan daha az temas sağlamaya özen gösterelim.
-Mümkünse
birbirimize dokunmadan, arada mesafe bırakarak günümüzü hoşca geçirelim. Sık
sık teşekkür edelim.
-Bu
mudur çözüm? ... ...
-Karen
Horney (Kadın Psikolojisi) kitabında (sf.102) ;
“Bu kadınlar şöyle der gibidir: Kocamla
olan ilişkilerimde bir eş, bir metres rolü değil, sadece sevecen bir ilgi ve
sorumluluk anlamına gelen annelik rolünü oynamalıyım. .... karı-kocanın iç
dünyalarını çöle çevirebilir. Bireysel
bir durumda arzuyu çok az ya da çok fazla yerine getirme arasındaki ikilemin
sonucu ne olursa olsun, bütün olaylarda, .. .. kocaya ya da karıya yönelik
gizli düşmanlığın olanca sonuçlarıyla bireyi, eşinden soğutacak, onu istemsiz
olarak yeni sevgi nesneleri aramaya itecektir. ...” diyor.
-Her
okuduğumuz doğrudur diyemeyiz.
-Ancak
bilim insanları ne diyor diye kendimize sorabiliriz....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder