Fazla naz aşık usandırır - on yedinci bölüm
-Erkek
uzmanların / yazarların düşünceleri yanıltıcı olabilir mi? Bu tereddütü
gidermek için konularında uzman kadın yazarları okumaya karar verdim.
-Nazlı
Özburun; o da terapist ve kitap yazıyor. Kitabında (Yaşarken
kaybettiğimiz hayat)
güncel konulara vurgu yapıyor; “ ... ..Samimiyetin
kaybolduğu ve özenin olmadığı ilişkiler, aynı evde yabancılaşan insanlar
üretiyor. Bir
tarafın hep kendini haklı gördüğü ve karşı tarafın da hep haksız görüldüğü bu durumda, bir süre sonra aynı evde yaşayan iki yabancıya dönüşüyor.
tarafın hep kendini haklı gördüğü ve karşı tarafın da hep haksız görüldüğü bu durumda, bir süre sonra aynı evde yaşayan iki yabancıya dönüşüyor.
-Kendimiz için en geniş açıdan
kullandığımız affediciliği, eşimiz için nedense en darından kullanıyoruz. ...
..
-... .. Bize ne mi oluyor? Biz zaten
hep iyi olan taraftık! Kötü olan da zaten gitti. Oyun da burada bitti!” diyor.
-Yorum yok
....
-Nazlı
Özburun devam ediyor; “ (sf.96) “Kadın da erkek de aynı insan
malzemesinden yapılmış ama birbirinin eşi ve tamalayıcısı olsun diye farklı
özelliklerle donatılmışiki varlık aslında. Biz böyle bir bakış açısıyla
bakamayıp, kendi yapamadığımız ama idealleştirdiğimiz davranış modellerini
diğerinden beklemeye, hatta onu zorlamaya başladığımızda ipler kopuyor. ... ...
-Kadına da erkeğe de birbirini
anlasınlar diye ortak duygular da verilmiş, birbirlerini tamamlasınlar diye
ortak olamayan duygular da verilmiş.
-O zaman karşımızdakini anlamak için
gösterdiğimiz çabaya odaklandığımız kadar, onu olduğu gibi kabul etneye de odaklanmak
durmundayız. Her zaman anlayamayız zira. ... ..
-Sukûnet
bulmak için yapılan evlilikler de cinnet geçirme mahallerine
dönüşüyor bir bir.
-Karşı tarafın kalbiyle değil de
nefsiyle karşı karşıya gelip rezonans kuruyorsak, kırdığımızn misli kadar
kırılıyoruz.... ...”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder