Mutlu
insanlar her şeyin en iyisine sahip olanlar değil, sahip olduklarını en iyi
şekilde değerlendirenlerdir. Mutluluk kapı gibidir. Biri kapanır, diğeri
açılır. Bu fırsatları değerlendirenler mutlu olanlardır.
Kötü
yetiştirilmiş miras yedilerin neden fakirleştiğini düşündünüz mü? Çünkü bu
insanlar yetersizlik ve doyumsuzluk paniği içinde bütünü görmekten
yoksundurlar. Kendilerine birilerini kurban seçerler ve onlara zarar verip
vermemeyi
düşünmeden kriz çıkarırlar. Üreterek mutlu olmayı bilmezler tüketerek
mutlu olmak isterler. Yağma ve talan zenginleri de tıpkı böyledir; üretme
kültürleri yoktur. Etik değerlerin öznesi olamamış, yalancı dostların nesneleri
olmuşlardır. Bu yüzden fakirleşeceklerdir.Başımıza gelen olaları seçemeyiz,
ancak tepkilerimizi seçebiliriz. Kadercilik, sonuç gerçekleştikten sonraki kabuldür. Başlangıçtaki kabul
kadercilik değil, tembelliktir.
Sürekli
olarak halinden şikâyet edende gizli bir kibir vardır. Kendisini hep en iyiye layık
hisseder. Küçük şeylerden mutlu olmayı başaramaz. Dünyayı değiştirmeye
çalışırken kendisini ihmal eder. Mutlu insan kendini beğenmiş insan değil,
kendine saygısı olan insadır. Mutlu insan sıradan şeylerden zevk almayı başaran
insandır; bir bardak çay içmekten zevk almak gibi. Mutlu insan ölümden korkar,
ama ölümden korkmuyormuş gibi yaşamayı da başarır.
*Genç arkadaşım-Gençlik
psikolojisi-Nevzat Tarhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder