-... ..
Öncelikle insan kendisine değer veren, kendisine bağlılık hisseden bir eş
ister. Bu eşle birlikte kendisini geliştireceğine inanır. Şefkat görecektir....
Sevilecektir... Ve değerli olacaktır... Bu beklentiler bir yere kadar
karşılanmazsa, mutsuzluk iki taraf için de kaçınılmazdır. ... ...
-... ..”Eş
olmak ya daiyi bir eşe sahip olmak, onaylanmış cinselliği kolaylaştırır.” Da
ayrı bir beklentidir. Beklenilen
bir cinsel doyumun yaşanamaması ve buna izin olmayışı ya da çiftlerin beklentilerinin örtüşmemesi ayrı bir çatışam konusudur.
bir cinsel doyumun yaşanamaması ve buna izin olmayışı ya da çiftlerin beklentilerinin örtüşmemesi ayrı bir çatışam konusudur.
-Sonuç
olarak, her insan evliliğe farklı beklentilerle başlar ve bu beklentilerini
karşısındakine anlatmaya çalışır. Bu anlatma durumu ve anlama çabası karşılıklı
uyum içinde olabilirse,
problem yaşansa da çözüm bulunabilir. Fakat beklentileri doğru anlatamama, karşıdaki insanın beklentilei görmek istememesi, görse de ertelemesi tabloyu kötüleştirir.
problem yaşansa da çözüm bulunabilir. Fakat beklentileri doğru anlatamama, karşıdaki insanın beklentilei görmek istememesi, görse de ertelemesi tabloyu kötüleştirir.
-Önemli olan,
almaya istekli olduğumuz kadar, karşımızdakinin de almaya hakkı olduğunu kabul
etmektir. Beklentilerimizin karşılanmasına duyarlı olduğumuz kadar, eşin
beklentilerini karşılamaya imkânlar ölçüsünde ve kendimize rağmen duyarlı
olmalıyız, değil mi? O zaman hayal kırıklıkları, optimal düzeyde insanın
gelişmesine hizmet edebilir...... ..
*Yaşarken kaybettiğimiz hayat - Nazlı Özburun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder