“Horozu çok olan köyün sabahı geç olur.” (Atasözü)
SEVGİ ve İKTİDAR İLİŞKİSİ (“Huzur Bulalım Diye”
kitabından)
Sevgi
ve iktidar konusunda ülkemizde pek bir çalışma yapılmamış. Avrupa ülkelerinde
aile kurumunun neredeyse bitmek üzerine olmasından dolayı evlilikler üzerine
çok fazla araştırma ve çalışmalar yapılıyor. Uzun yıllar klinik psikolog olarak
çalışan Dr. Michael Vincent Miller “Aşkta Terör” kitabında sevgi ve
iktidar konusu üzerinde uzun uzun duruyor. Şöyle diyor:
“İktidar
sözcüğünün varlığının açıkça kabul edilmesi sevgi ve demokrasi dışı bir şeymiş
gibi görünüyor. İktidar zaten vardır, nasıl
kullanılacağı önemli. Karı-koca arasında iktidar bölüşümünü korumanın en iyi yolu böyle bir iktidar bölüşümü olduğunu kabullenmektir. İnsanlar arası yakınlıkta iktidar da sevgi kadar rol oynuyor. Karar verme hakkı kimde? Bir ilişkide sevgi ve iktidarın birbirlerine oranlarını ayırt etmek ilişkinin sağlığı açısından önemlidir.
kullanılacağı önemli. Karı-koca arasında iktidar bölüşümünü korumanın en iyi yolu böyle bir iktidar bölüşümü olduğunu kabullenmektir. İnsanlar arası yakınlıkta iktidar da sevgi kadar rol oynuyor. Karar verme hakkı kimde? Bir ilişkide sevgi ve iktidarın birbirlerine oranlarını ayırt etmek ilişkinin sağlığı açısından önemlidir.
“Yakın ilişkilerde insanlar arasında hep eşit olmayan
iktidar dağılımı vardır. Eskiden iktidar gizli yürütülürdü. Günümüzde açık açık
yürütülüyor. Günümüzde aşk, cinsellik, yakınlık ya da evliliği iktidarı
aklımıza getirmeden düşünmemiz neredeyse olanaksız.
“Yakın ilişkilerde kaygı, çaresiz bir kurban ya da yardımsever
bir diktatör olarak ortaya çıkıyor. İlişkinin kontrolünü ele geçirme savaşı
aralarında mücadele başlatıyor. Çiftler iktidarı ele geçirmek için manevra yapıyor bazen şefkat
kılıfında.
“Sevgi hakkında gereğinden fazla duygusallığa kapılmak, insanı
saflığa ve bağımlılığa sürükler. İktidara sevgiyi unutacak kadar değer vermek
de insanı yalnızlaştırır, paranoyaklaştırır… İktidar hayatın her alanında
vardır. Siyasetten anne-baba-çocuk ilişkisine kadar… Karı ile koca arasındaki
iktidar bölüşümünü korumanın en iyi yolu, böyle bir iktidar bölüşümü olduğunu
yadsımaktır…”
Batılılar
yıllarca savundukları kadın-erkek eşitliğinin kendilerine ne getirdiğini
gördüler. Eşitlik davasının ortaya çıkardığı kadın-erkek arasındaki iktidar
savaşlarının sonuçlarını gördükleri için artık insaf sahipleri gerçekleri
göstermeye başladılar.”Herkes
kendi cinsiyet rolünü yaşarsa mutlu olur.” diyorlar. Fakat
feministlerden korktukları için şu safhaya gelemediler: “İktidar erkekçe bir şeydir, kadınlar erkeklerle
mücadele etmeyin, erkekler siz de iktidarı kadınlara bırakmayın, yoksa
mutluluk yüzü göremezsiniz,” diyemiyorlar. “İki insanın ilişkisinde
iktidar mutlaka vardır, bunu kimin alacağını konuşun, kabul edin.”
diyebiliyorlar ancak.
Bizim güzel dinimiz bize bunu açık açık
söylüyor. “Erkekler,
kadınlar üzerine kavvam (yönetici ve koruyucu) dırlar.” buyuruyor
Rabbimiz Nisa suresi 34. âyet-i kerîmede. Eve bir reis tayin ediyor ve daha çıkmadan iktidar
savaşlarının önüne geçiyor. Kadınlara
da “Saliha, kadınlar gönülden itaatli,
saygılıdırlar.”buyurarak evin reisine saygı şartı getiriyor.
Sonuçta “İki aslan bir posta sığmaz.” Aynı çatının altında bir aslan olur. O da
erkek olacak. Zira iktidar kadınca bir sorumluluk değil.
Yaratılan
her varlığın bir görevi var. Herkes görevinin gereklerini yerine getirirse
hayatta intizam olur uyum olur. Bir Gana atasözü var: “Tavuk günün doğduğunu
bilir fakat horozun ağzına bakar.” Zira günün doğumunu duyurmak horozun işidir,
tavuk sınırlarını ölçüsünü bilir ve horozu bekler, onun işine karışmaz. Zira
tavuğun yaratılış amacı farklıdır.
Günümüzde kadınlar hem kendi cinsiyet
özelliklerinin keyfini çıkarıp, hem de bir yandan erkeğin elindeki güçleri
almaya çalışıyorlar. Kadınlar hem kadın hem erkek gücüne sahip olmak istiyorlar hem
de gücünü sömürdükleri erkeklerle mutlu olmak istiyorlar. Böyle bir şey ise hiç
mümkün değil.
Müslümanların
bir kısmı dinimizin insan fıtratına uygun olan emirlerini feminizme uymuyor
diye kabul etmek istemiyorlar. Hatta bazı dindar görünümlü kişiler, kadın-erkek eşitliğine uygun
bulmadıkları sahih hadisleri dine uymuyor diye reddedip, hoşlanmadıkları
hadislerin kitaplardan çıkarılmasını istiyorlar. Oysa dine uymayan, sahih
olarak günümüze gelen hadis-i şerifler değil, kendi zihniyetleridir.
Cehaletleri ve sığ bakışlarından dolayı hadisleri anlamaktan âciz oldukları için
kendiler dine uymayıp, dini kendilerine uydurmaya çalışıyorlar. Kafalarına göre
yorumlamaya çalıştıkları âyetler ve inkar etmeye çalıştıkları sahih hadisler
huzurun, muhabbetin reçeteleri. Ah bir de samimiyetle okuyabilseler. Zira “Din
samimiyettir.” buyuruyor Sevgili Peygamberimiz.
*Yazının tamamı için Sema Maraşlı
http://www.cocukaile.net/sevgi-ve-iktidar-iliskisi-2/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder