Erkekler güçlü olmak isterler ve
ailede de gücün temsilcisi olmak isterler.
Erkeğin güçlü olma arzusu, bir
ego tatmini ya da eziklik hissi değildir. Bunu bir kompleks olarak gören
kadınlar var.
Erkeğin güçlü olma arzusu
genetik kodlamalarında var. Yaradan öyle yaratmış.
Fakat
bu demek değildir ki “Erkekler güçlü, akıllı kadından hoşlanmazlar, vur eline
al ekmeğini âciz, saftirik kadınlar isterler hayatlarında.” Yok öyle bir şey. Tam aksi, erkekler güçlü ve
akıllı kadınları severler, yeter ki kadınlar bu güçlerini ellerinde bir silah
olarak kullanmasınlar.
“Güçlü
kadın” tabirini bu yazıda kadının kadınlık güçlerini dışarıda tutarak,
günümüzde algılandığı şekilde kullanacağım.
günümüzde algılandığı şekilde kullanacağım.
Güç:
Zekâ, akıl, maddi güç, ilim (dinî ve beşerî ilim olabilir) kariyer,
beceriklilik, güzellik… Bu güçlerden bir kısmına ya da hepsine sahip olan
kadından erkek rahatsız olur mu?
Hayır,
olmaz. Yeter ki kadın bu
güçleri ile kibirlenmesin, erkekle yarışmasın, erkeği gölgede bırakmaya
çalışmasın.
Erkekler; âciz, saftirik, aptal
kadınlardan hoşlanmazlar.
...
..
Allah
Rasûlü’nün hayatı boyunca en çok sevdiği, en çok değer verdiği iki kadın: Hz.
Hatice ve Hz. Aişe’dir. İkisi de güçlü kadınlardır. Hz. Hatice asil, çok
varlıklı, çok akıllı bir kadındı. Akıllı bir kadın olduğu için gücü ile kocasının karşısında değil
yanında yer aldı. Eşine karşı son derece saygılıydı, ona ilk inanan kişi
oldu, peygamber olduğuna hiç tereddüt etmeden iman etti. Hem kocası için süslenen bakımlı
bir kadın oldu hem de kocasının yol arkadaşı oldu.
Hz.
Hatice evde pek çok hizmetçisi olduğu hâlde Peygamberimizin işlerini hep kendi
gördü. Ona o kadar değer veriyordu ki kocasının devesine bile yemini kendi eli
ile veriyor, kimseye bırakmıyordu. Peygamber Efendimiz peygamberlik gelmeden
önce Hira mağarasına gittiğinde Hz. Hatice’nin gönderebileceği pek çok çalışanı
olmasına rağmen yiyeceklerini sevgili eşine kendi eli ile götürürdü.
Hz.
Aişe de çok akıllı, zeki bir kadındı. İlimde çok ilerlemişti. Hz. Aişe de ev
işlerini kendisi yapardı; minder, yatak ve sergilerini kendisi serip
kaldırırdı. El değirmeninde un öğütür, çoğu zamanda ekmeği ve yemeği kendisi
pişirirdi. Sevgili eşine hizmet etmekten mutluluk duyardı. Giysilerini yıkardı.
Peygamber efendimizin abdest suyunu da kendisi hazırlardı. Bazen eşinin mübarek
saçlarını tarar, kokusunu sürerdi. .... ..
...
.. Kadınların pek çoğu gücü taşıyamıyorlar ve sahip
oldukları gücü kullanıp erkekle rekabete
giriyorlar. Ellerindeki
güç keskin bir kılıç gibi sevgilerinin aşklarının katili oluyor. Güçlü kadın, evde iktidara talip oluyor
ve erkeği yönetmeye hevesleniyor. Erkek
kadını yönetmek istese “ben köle değilim, kimseye boyun eğmem” diye razı
olmuyor fakat kendi erkeği
köle hâline getirmekte bir mahzur görmüyor. İşte erkek o zaman bu güçten
rahatsız oluyor. Kocaya hizmet etmek bile güçsüzlükmüş gibi algılanıyor.
Kadın gücünü tevazuyla,
yumuşaklıkla, nezaketle birleştirse, erkek
o güçten rahatsız olmaz. Sahip olduğu hiçbir gücün erkeğin eksikliğini
doldurmayacağını bilen kadın erkeğin gözünde değerli olur.
Erkek, karısının her şeyi
yapabileceğini bilir; fakat karısının ona ihtiyacı olduğunu da bilmek ister.
Fakat kadınların pek çoğu güçlü olduğunu göstermek, her şeyi yapabildiğini
ispat etmek için her şeyi yapıyorlar. Kadın
hem kendi işlerini hem de erkeğin ailede üstlenmesi gereken sorumlulukları
üstleniyor. Kadın yaptıkça erkeğin
onu takdir etmesini bekliyor. Oysa erkek bu durumda kendini o evlilikte
gereksiz hissediyor. Fazla minnet gizli düşmanlığa yol açar.
Erkek karısının hayatını
kolaylaştırdığında, ağırlıklarını aldığında mutlu olur, kendini iyi hisseder.
Güçlüklerle baş etmek, sevdiği kadını memnun edecek şeyler yapmak erkeğe
kendini iyi hissettirir. Karısı tarafından korunup kollanmaya çalışıldığında
kendini çocuk gibi hissetmekten hoşlanmayacağı için buna tepki gösterir, onun
güç göstermesinden rahatsız olur.
Bir erkek kadına “Bu kadar güçlü
durma!” diyorsa ‘zayıf ol, ezik ol’ demek istemiyordur. “Gücünle beni ezme,
gölgede bırakma.” demek istiyordur. “Sen prenses ol ki ben kahramanın
olayım” demek istiyordur.
*Yazının tamamı için Sema Maraşlı http://www.cocukaile.net/erkekler-aciz-kadin-mi-ister (Tennyson) “Huzur Bulalım Diye” kitabında
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder