-İyi bir
ilişki için iki iyi insan gerekir. Ancak iki iyi insan bir araya gelip de bir
süre sonra her şeyi olruna bırakmaya başladılar mı, ne yazık ki iki iyi insanın
kötü bir ilişikisi olmaya başlar. Dışarıda gayet iyi olan bu insanlar,
evlerinde ve ilişkilerinde birbirlerine yapmadıklarını bırakmazlar.
-Herhangi bir
ortak mekanı paylaştığımız insana karşı bile bir sorumluluğumuz vardır. Hatta
bir otobüs yolculuğunda yanınızda oturan kimsenin üzerine kaykılamaz, uyurken
homurdanamaz, yanında uygunsuz davranamazsınız.
yapmaktan imtina ederken
evde en sevdiğinize (ya da öyle olduğunu
sadece sözde söylediğinize) karşı hep kendinizi salıverirsiniz. Öyle bir
salıvermedir ki bu, bir daha kendinizi kendinizde bulamazsınız..
-Elbette
sürekli olarak alarm durumunda, “hazır olda” durmaktan bahsetmiyorum. Ne ki
insanın kendisiyle bile baş başa kaldığında bile uyması gereken edep kuralları,
sınırları vardır ve olmalıdır da. ... ..
-İlişki
durmaksızın gösterilen bir emek istemese de asgari edep ve mahremiyet
kurallarını ihmal ettiğinizde acısını çeker, bedelini ödersiniz.
Karşınızdakinin saygısını yitirmek ve sradanlaşmak çok kolaydır aslında. ... ..
-Kendinize,
kişisel bakımınıza özen gösterin. Mesela,”rahat ediyorum” bahanesiyle evde
atletle dolaşmayın.”Takım elbiseyle dolaşın” da demiyorum ama bir ortası vardır
herhâlde bunun. Kendinizi bırakmayın
ve sevginizin büyüklüğünü de, aşkınızın ölümsüzlüğüne de fazla güvenmeyin.Özensiz her ilişki yıpratıcı olacaktır sonunda.
-Kadınlar; siz de kendinize bir dönün ve
dolaptaki en güzel giysinizi belki gelmeyecek, gelse de sizin artık içine
giremeyeceğiniz o meçhul güne veya davete bıraktığınız elbiseyi giyin. Evinizde hizmetçi gibi değil, hanımefendi
gibi asaletle dolaşın. Asaleti sadece dışarıya ve dışarıdakilere hasretmeyin...
-Halinde,
tavrında giysilerinde belli bir nezafet, insanın kendisine saygısını artırır.
Kendisine, bedenine, ruhuna , giysilerine, kullandığı eşyalara özen gösteren
insan, kendisini daha değerli algılar. ... ..
-Elbette
dışımıza gösterdiğimiz özen ve ihtimam sadece bir başlangıçtır ve sonrası da
olmalıdır ki o da davranışlardaki içtenlik ve edep olarak kendini
göstermelidir. İşte o zaman evler ve ilişkiler birer cinnet yeri değil, birer
huzur mekânına dönüşebilir belki. Yeterki biz tembelliklerimizin,
salıvermişliklerimizin selinde boğulmayalım.
*Yaşarken kaybettiğimiz hayat - Nazlı Özburun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder