ODED YİNON'UN “İSRAİL İÇİN BİR STRATEJİ RAPORU”NUN DEĞERLENDİRİLMESİ
Öz
1980’li yılların başında dünya dengeleri yeniden kurulurken, İsrail Devletinin stratejisini açıklayan raporlar da yayınlanmıştır.
Oded Yinon raporu da bunlardan sadece
2 Mart 2020 Pazartesi
29 Aralık 2019 Pazar
rol dağılımı & kartların yeniden dağıtımı*
Kendimi çok ezdirdim ama tahammülüm artık
neden yok?
Yıllarca eşinin seni
yönetmesine izin verdin. Kararları o aldı, çoğu sorunun çözümünü üstlendi için
yetkiyi de kendisi kullandı. Sen “Nasıl istersen öyle yap,” diyerek belki
sorumluluk almadın belki o konuda kendini geliştirmekten kaçındın belki de bu
konforun tadını çıkardın. Eşinin
dominant tavrı, sana konfor sağlarken ona güven veriyordu. Çünkütüm
aşırılıklar, “tekafi etme” içerirdi. Ailenin veya ilişkinin tüm yükünü üstlenirken,
kendini daha güvende hissediyor, işe yaradığını düşünerek sorumluluklarını yerine getirdiğini
hissediyor, diğer kişilerin de ona ihtiyaç duymasından dolayı terk edilme
korkusunu kontrol altında tutuyordu.
Aşırı fedakâr olan kişi; terk edilme, sevilmeme, yalnız kalma gibi kaygı ve
korkularını bu fedakârlık, aşırı uyum veya boyun eğme ile dinlendirirken,
çevresindekileri hem bu konforlu sisteme alıştırıyor hem de içinden geçenleri
ifade etmediği için anlaşılamıyordu.
Büyük
ihtimalle ailesi tarafından koşullu sevgiye alıştırıldığından sevilmek için hep
başkalarının koşullarını sağlamakla, güvenle bağlanamadığı, terk edilme veya
yalnız kalma korkusu yaşadığı bir aileden geldiyse de sürekli yapışma ve
fazlaca aşır fedakârlık yapmakla ilişkileri sürdürmektedir.
Bu ilişkide iki risk vardır: Gün
gelir ya sen yorulursun ya da karşındaki
senin kontrolcü ve dominant olamadan sıkılır ve özgür bir alan talep eder.
Sen
yorulan isen artık;
Sorumluluklarını
devretmeyi, ihmal ettiğin kendine zaman ayırmayı istersin.
Sıkılan
veya kontrolden bunalan o ise;
28 Aralık 2019 Cumartesi
saygı olamadan sevgi olur mu?
Sevgi kabullenmektir. Sevgi,
kusurları görmezden gelmek değil, kusurları ile kabul etmektir. Tabii bu
kusurlar, sana zarar veren, süreklilik arz etmez. Mesela, işi olmayan birini
sevebilirsin ama bilerek isteyerek iş aramayan sorumsuz birini sevmek zorunda
değilsin.
Sevgi, saygıyı zorunlu kılar. Sana saygı göstermeyen, seni olduğu gibi kabul etmeyen
birinin seni sevmesi, onun işine
yaramandan öteye gitmez. İnsan, saymadığını sevmez. Sadece şartları vardır.
Bu şartlar sağlandıkça ilgi gösterilir. Evet, sevgi verilmez, sadece ilgi
gösterilir.
Peki neden saymadığını
sevemezsin?
Saygı, kişiye zihninde
verdiğin değer ile ilgili nottur. İnsanlığı, evrenselliği, adaleti, sana verdiği değer, güvenirliği vs. gibi
birçok parametre ile oluşan nottur.
Güvenmediğin, adil olmayan,
merhametsiz olan, sana
değer vermeyen, seni sadece kendi ihtiyaçları için hayatına alan birini neden
seversin ki?
... ..
Saygının olmadığı ilişkiler, zamanla sevgiyi azaltır.”Rağmen ilişkiler”dir bunlar. Mecburi olarak sürdürenin mecburiyetleri
üzerinde var olan ilişkilerdir. Aslında
kişinin önce karşısındakine saygısı bitmiş, sonra da saygısı biten kişiyle
ilişkisi sürdüğü için kendine olan saygısı zedelenmiştir.
Birine saygın
yoksa en fazla korku veya ihtiyaçtan dolayı onunla ilişki içinde kalırsın.
Bu sadece romantik ilişkiler için değil, gündelik ve genel ilişkilerde de
öyledir.
Saygı, sevgi
havuzunu besleyen en önemli musluklardan birisidir. Tıpkı ilgi, tıpkı sadakat
gibi... Saygıyı gösteren ise eylemler, söylemler ve bunların
tutarlılığıdır.
İlişkide saygınlığını yitirmemeye çalış.
İyi eş sorun çıkarmayan eş mi?
Geleneksel karı koca rollerinin felsefesi şudur; herkes üzerine düşeni yaprsa
sorun kalmaz. Sistem evliliği derim ben bu evliliklere. Bir makinanın parçaları
misali her çarkın bir anlamı var. Her çark, doğru hızla doğru yöne giderse sistem
yürür. Bir mükemmeliyetçi için kulağa hoş gelen bu cümle, aslında eblilikler
için görünmez en büyük tehlikedir. Yıllarca her şeyin düzgün gittiği düşünürken bir gün eşiniz size
“Ben mutlu değilim,” diye gelir.
Akabinde “Sana karşı bir şey hissetmiyorum” hatta “Boşanmak istiyorum” ile finali
yapabilir. Sen anlam veremezsin. Kabul edemezsin. “Tüm görevlerimi dört dörtlük
yapıyordum oysa,” dersin. Hatta “Haftada bir kez sevişmeyi bile aksatmazdık,” derken yine de sorunu
bulamazsın.
İşte bu noktada eksik
olan şeyin;
Faturaların ödenmemesi, evin temiz
olması,
Çocuğun okul taksitlerinin aksamaması
değil,
İlişkinin ruhunun ve iyi hissedişinin
olmaması olduğuyla yüzleşirsin.
*Sorun çıkarmıyorum daha ne
isitiyorsun?
*Tüm ihtiyaçlarını karşılıyorum daha ne
istiyorsun?
*Görevlerimi yapıyorum, daha ne
istiyorsun?
Bu ve benzeri cümleler rolümüzü
tamamladığımızveya ilişkiyi başarılı şekilde sürdürdüğümüz anlamına gelmez.
Karı
kocalık; enne babalık, ev işlerini iyi yapmak, eve para getirmek dışında başka
bir rol içerir.
Birbirinizi beslemezseniz, diğer roller
görev gibi olur.
Zamanla dalmeye başlar.
Esas olan karı kocalıktır. Karı kocalık,
26 Aralık 2019 Perşembe
Seven ile kullananı nasıl ayırt ederiz?*
..
.. Seni seven insan, “hayır” dediğinde bile sana karşı tavrı değişmeyen
insandır.
Diğeri
ise olmadığında seni küçümseyen ya da öfkeyle seni baskılayandır.
Bazılarının samimiyeti mefaati
kadardır, sana olan ilgi ve sevgileri de hayır dediğin yere kadar.
Korkma,
çekinme, dik dur, eğilme!
Eşit
ilişki talep et.
Değerini ezdirme.
Hayır dediğin zaman surat astığında,
suratının peşinde oşma.
Kendini ona karşı boçlu hissetme.
Bencil olma!
Bağımlı da olma!
Kendin olmaktan korkmayın.
Memnun olmamasından seni onaylamamasından çekinme!
Sen cesur
oldukça o sana saygı duymayı öğrenecek, sana karşı olan
sorumluluklarının da farkına varacak.
Bunu
yaparken:
Kendinden
emin bir tavır içinde ol!
Öfke tuzağına düşme!
Ajitasyona,
Suçlamaya,
Mağdur tuzağına düşme!
Kendinden
emin bir duruşla devam et.
25 Aralık 2019 Çarşamba
Eşim el iyisi ama neden ev iyisi değil?*
Gerek
alkış peşinde koşanlar, gerek bağımlı kişilik özellikleri olanlar, esas mutluluğun
başkalarının onay veya takdirinden geçtiğine inanır.
Evdekileri (evliyse eşi+çocukları değilse anne+baba+kardeş
ve diğer akrabaları) kendi uzantısı gibi görür. Onlar, aynı zamanda onun
güvenli alanıdır. Onları değersizleştirebilir, onlara bağırabilir. Yok sayabilir
ama dışarıdakilere müthiş ilgili ve saygılı davranabilir.
*Koşullu sevgi ile büyüyenler,
*Yetersiz
ilgi ve sevgi ile büyüyenler,
*Bağımlı
veya narsistik ebeveynler ile büyüyenler,
dış onaya fazlaca takılır.
Bahsettiğim üç kategoride de kişinin temel dinamiği
değersizlik hissidir. Kişi kendini değersiz hissettiği için, değerli olmak
adına sürekli birilerinin onayına
18 Aralık 2019 Çarşamba
İslâm'ı anlamak için toplumsal metot?*
Eski Diyanet İşleri Başkanı ve KURAMER (Kuran Araştırmaları Merkezi) Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu yeni çıkan ‘İslam’ı Doğru Anlıyor muyuz?’ kitabı üzerine Taha Akyol’un sorularını cevapladı.
Taliban dahil her cemaat ve grup kendi İslam anlayışını doğru sayıyor. Siz de “Kitapları yakılan İbn Hazm, tekfir edilen İbn Rüşd ve Arabi mi… Teymiye mi?..” diye örneklerle bu sorunu ortaya koyuyorsunuz. Bu sorunuzun cevabı nedir?
İslam dininin kaynağı Kur’an ve Sünnettir. Allah son dinini insanlığa vahyi olan Kur’an’la bildirmiş, Peygamberimiz Kur’an’ı açıklamış ve onun ilkelerinin hayata nasıl yansıtılabileceğini o günün koşulları içinde örneklendirmiştir. Ancak bugün Müslümanların önünde, inmeye devam eden bir vahiy ve yaşayan bir peygamber yok. “Mushaf” olarak bildiğimiz Kur’an metni ile
Kaydol:
Yorumlar (Atom)

