Geleneksel karı koca rollerinin felsefesi şudur; herkes üzerine düşeni yaprsa
sorun kalmaz. Sistem evliliği derim ben bu evliliklere. Bir makinanın parçaları
misali her çarkın bir anlamı var. Her çark, doğru hızla doğru yöne giderse sistem
yürür. Bir mükemmeliyetçi için kulağa hoş gelen bu cümle, aslında eblilikler
için görünmez en büyük tehlikedir. Yıllarca her şeyin düzgün gittiği düşünürken bir gün eşiniz size
“Ben mutlu değilim,” diye gelir.
Akabinde “Sana karşı bir şey hissetmiyorum” hatta “Boşanmak istiyorum” ile finali
yapabilir. Sen anlam veremezsin. Kabul edemezsin. “Tüm görevlerimi dört dörtlük
yapıyordum oysa,” dersin. Hatta “Haftada bir kez sevişmeyi bile aksatmazdık,” derken yine de sorunu
bulamazsın.
İşte bu noktada eksik
olan şeyin;
Faturaların ödenmemesi, evin temiz
olması,
Çocuğun okul taksitlerinin aksamaması
değil,
İlişkinin ruhunun ve iyi hissedişinin
olmaması olduğuyla yüzleşirsin.
*Sorun çıkarmıyorum daha ne
isitiyorsun?
*Tüm ihtiyaçlarını karşılıyorum daha ne
istiyorsun?
*Görevlerimi yapıyorum, daha ne
istiyorsun?
Bu ve benzeri cümleler rolümüzü
tamamladığımızveya ilişkiyi başarılı şekilde sürdürdüğümüz anlamına gelmez.
Karı
kocalık; enne babalık, ev işlerini iyi yapmak, eve para getirmek dışında başka
bir rol içerir.
Birbirinizi beslemezseniz, diğer roller
görev gibi olur.
Zamanla dalmeye başlar.
Bir
kadın da erkek de iyi bir karı koca
ise hiçbir yük onları yormaz.
Hiçbir
sorun onları korkutmaz.
Lakin
eşlik durumu zayıf olan kişilerin maalesef diğer alanları sürdürülebilir
olmuyor.
İlişkinin
başında iki kişi ve iki sevgili olarak yola çıkan eşler, zamanla varlık ve var
olma nedenini unutarak ilişkiyi devam ettirmek istediklerinde, en küçük artçı
depremde sistem büyük darbeler almaya başlıyor.
Sevgili
okurum:
Evlilik;
çocuk üretme fabrikası, başkalarına kendini kanıtlama vitrini, toplumsal
sistemi sürdürme yükümlülüğü olan bir sistem değildir. Evlilik sistemi ne ile karşılaşılırsa karşılaşsın
en büyük enerjiyi karı koca ilişkisinden
alacaktır. Bu enerji kaynağı ise ancak ilgi, sevgi, seks ile beraber zamangeçirmek
ile birbirinin gönlünü hoş tutmak ile şarj olur.
Geleneksel
evliliği bugünkü sisteme oturtmaktan vaz geç. Artık evliliğin yaşam düzeyi ne
kadar iyi olursa olsun, eşinle
mutlu değilsen, duygusal,-sosyal-cinsel olarak aranız iyi değilse, en küçük
sorunlar senin de onun da gözüne batacaktır.
Kendini
iyi eş olarak överken;
sorun
çıkarmayan,
uyumlu
olan,
ses çıkarmayan,
görevini
en iyi yapan olarak tanımlamaktan vazgeç artık.
*İyi eş, eşiyle eş olandır. Eşiyle
sadece takım arkadaşı olan değildir.
*İyi eş, sevgisini ilgisini, değerini
hisseden ve somutolarak hissettirendir.
*İyi eş, karşısındakinin gönlüne de zihnine de gözüne de hitap edendir.
Bu
kategorilerde kendini geliştirmezsen; para kazanma, iş bitirme, tamir, temizlik
vs. gibi alanlarda aşırı ödün verirsen ilişkinin özü hep eksik kalır.
Mutlu evlilikler; her şeyin düzgün
gittiği, borcu olmayan, evi temiz, çocuğu başarılı olan değildir. Aksine bunlar
olmasa bile iki eşin birbirini sevmeye devam ettiği evliliklerdir. Sorunlar
biter, çocuklar gider, borçlar ödenir, sorumluluklar yerine getirilir, ama
sevgi de ilgi de sevilmek de bittiyse sonrasında toparlamak çok zor oluyor.
Soğudu mu insan, toparlanmak, ısınmak daha zor oluyor. Bir de daha önce
yoğunluk yoksa, yaşamını nasıl kurtaracağını bilmez insan...
Sevgi,
özel hissettirmektir.
Neymiş
efendim?
Sevmeseydim
evlenmezdim....
Sevmesem
bir dakika durmam...
Sevmesem
çocuk yapmam...
Sevmesem
katlanır mıydım?
Sevmesem
niye yanında olayım?
Bu
açıklamalrla sevginizigösteremezsin.
Sevgi,
genel yaşam içindeki özel davranışlarla gösteriir.
Biriyle birlikte olmak, ona lütuf değil ve
özel bir ilgi de değildir.
Özel
hissettirmedikçe şüpheler artar,
sorgulamalar
başlar,
kıskançlıklar,
ego savaları artar.
Sevgi
emek değil, davranış şeklidir.
Sevgi
ilgidir, güvendir, birebir ilişkidir...
Sevgiyi
ihmal etme. Sıradanlaştırmayın. Sevdikçe sevilir.,
huzur
kattıkça huzur alırsın.
Sevgiyle
kalın.
*bensiz biz olmaz & Serhat Yabancı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder