Erkekler
daha çok çözümlere önem verirler. Eğer bir şey işliyorsa, ona
dokunmazlar. Yolunda giden bir şeyi rahat bırakırlar. Onlarda “Bozulmadıysa
onarmama ne gerek var” düşüncesi hakimdir. Örneğin evlendikten sonra eşine onu
sevdiğini sıklıkla ifade etmez erkek. Kadın da sık sık eşinin ağzından
sevildiğini duymak ister. Bir yerde seminer katılımcılarımdan bir hanım
paylaşmıştı: Eşi ilk evlendiklerinde onu sevdiğini ifade etmiş. Ama aradan üç
yıl geçmesine ramen onun ağzından “seni seviyorum” sözcüklerini bir daha duyamamış
ve bunun rahatsızlığını dile getiriyordu. Eşi dayanamadı ve aynen şunu ifade
etti: Seni hala sevmeye devam ediyorum. İkide bir söylemenin ne lüzumu var.”
Hatta muzip bir şekilde şunu da ekledi: “Kararımı
değiştirirsem söylerim.”
14 Aralık 2019 Cumartesi
7 Aralık 2019 Cumartesi
düşünelim & ümitsiz vaka mı?
1. İslam dini dünyada yaşansın diye gönderildi, ahirette değil. Yani dünyayı terk et, hiçbir şey yapma, ahirette kazanırsın mesajını vermiyor. Müslümanlar dünya-ahiret dengesini yitirdiler.
2. Biz Müslümanlığı sadece inan…
[13:37, 07.12.2019] Aslan: İşte Din Adamı Budur! Eski Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'ndan Bomba Açıklama
1. İslam dini dünyada yaşansın diye gönderildi, ahirette değil. Yani dünyayı terk et, hiçbir şey yapma, ahirette kazanırsın mesajını vermiyor. Müslümanlar dünya-ahiret dengesini yitirdiler.
2. Biz Müslümanlığı sadece inanma ve namaz, oruç, hac gibi belli ritüelleri yerine getirme olarak algıladığımız sürece bu mahçup edici durum devam edecektir.
3. Ortadoğu toplumları barut fıçısı gibi. Birbirlerine duydukları öfkeyi mezhep, din duyarlılığı veya öteki üzerinden dile getiriyor, onlar üzerinden kimlikler şekilleniyor. Toplum olarak ayrıştığımız, artık birbirimize öfke duyduğumuz doğrudur. Bunlar sosyal birlik beraberliğimiz açısından alarm noktalarıdır.
4. Serbest pazar mantığıyla fetva arayan, müşteri memnuniyetine göre fetva verenler kapladı ortalığı. İslam âlimlerinin içinde yaşadığı hayatla ve gerçekliklerle bağı koptu. Üçüncü, beşinci asırda yazılan kitaplardaki bilgileri tekrar ederek insanlara dini anlattığımızı düşünemeyiz. 50 küsur İslam ülkesi var, paramparçayız.
5. İslam barış dinidir diyoruz ama kimseyi
2. Biz Müslümanlığı sadece inan…
[13:37, 07.12.2019] Aslan: İşte Din Adamı Budur! Eski Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'ndan Bomba Açıklama
1. İslam dini dünyada yaşansın diye gönderildi, ahirette değil. Yani dünyayı terk et, hiçbir şey yapma, ahirette kazanırsın mesajını vermiyor. Müslümanlar dünya-ahiret dengesini yitirdiler.
2. Biz Müslümanlığı sadece inanma ve namaz, oruç, hac gibi belli ritüelleri yerine getirme olarak algıladığımız sürece bu mahçup edici durum devam edecektir.
3. Ortadoğu toplumları barut fıçısı gibi. Birbirlerine duydukları öfkeyi mezhep, din duyarlılığı veya öteki üzerinden dile getiriyor, onlar üzerinden kimlikler şekilleniyor. Toplum olarak ayrıştığımız, artık birbirimize öfke duyduğumuz doğrudur. Bunlar sosyal birlik beraberliğimiz açısından alarm noktalarıdır.
4. Serbest pazar mantığıyla fetva arayan, müşteri memnuniyetine göre fetva verenler kapladı ortalığı. İslam âlimlerinin içinde yaşadığı hayatla ve gerçekliklerle bağı koptu. Üçüncü, beşinci asırda yazılan kitaplardaki bilgileri tekrar ederek insanlara dini anlattığımızı düşünemeyiz. 50 küsur İslam ülkesi var, paramparçayız.
5. İslam barış dinidir diyoruz ama kimseyi
9 Kasım 2019 Cumartesi
duygular & zamanın eskitemediği
... .. Nasıl yolunu bulmazdı ki Cihan! Erkenden, ilk kapıya
yakın bir ağacın dallarına tırmandı. Artık eskisi gibi çevik olmadığından biraz
zorlandı. Oracıkta tüneyip beklemeye başladı. İnsanı uyuşturan bir sıcak vardı;
güneş, padişaha ait olduğu için kimselerin toplamadığı meyvelerin arasından
parlıyordu. Nihayet uzaktan gelen bir sesle irkildi. Ağır ağır ilerleyen bir araba zuhur etti. Cihan donmuş kalmıştı;
onun dışındaki hayatsa aynen devam ediyordu. Kendini dünyanın dışına itilmiş
hissetti. Herşey hem aşina hem tuhaftı. Kâinatın büyüklüğü karşısında kalp
atışları işitilmez olmuştu. Bir yaprak hşıdadı, bir kelebek kanatlarını çırptı.
Cihan bu anı hayatı boyunca bir daha yakalayamayacağını anladı. Zaman bir
nehirdi. Suyun kıyısında durmuş, akıntıyı seyrediyordu. El, arabanın
penceresinden uzanarak perdeyi çekti. Başını kaldırıp Cihan’ın olduğu yere
baktı Mihrimah. Yüzü incelmiş, alnına kırışıklıklar eklenmişti. Artıl dul bir
kadındı. Ama Cihan’ın hayranlık dolu bakışları altında kendini yeniden genç kız
gibi hissetti. Aradan
geçen onlarca yıla ve bunca mesafeye, imkânsızlığa rağmen, derinlerde hiçbirşey
değişmemişti. Uzun uzun Cihan’a baktı Mihrimah. Gülümsedi. Karbeyazı bir
mendil çıkardı koynundan. Kokladı, öptü, tekrar Cihan’a baktı ve gelip alması
için yere düşürdü.
... ..
29 Mayıs 2019 Çarşamba
şehid-i milli & 10 nisan 1919
Arif Bey
her zamanki gibi Bekirağa Bölüğünde tutuklu bulunan oğlunu ziyarete gidiyordu.
Beyazıd
Meydanında bir kalabalık gördü.
Vakit
öğleden sonraydı.
Bu kadar
insan, günün bu saatinde neden toplanmış olabilir diye düşündü içinden.
İstanbul,
yaklaşık 500 yıllık payitahtımız işgal altındaydı.
Kendi
kendine “İtilaf kefereleri yine bir oyun peşinde olmalı” diye fısıldadı.
Kalabalığa
yaklaştıkça gözleri büyüdü, gözleri büyüdükçe adımları hızlandı, adımları
hızlandıkça kalbi göğsünden çıkacak gibi oldu.
İçinde
yangınlar çıkmış, acı, bir taş olup ta boğazına oturmuştu.
-Mehmet
Kemal, oğlum diyebildi sadece.
8 Mayıs 2019 Çarşamba
Charlie Chaplin’in 70. doğum gününde söylediği bilgece sözler
Charlie Chaplin; çok acılı ve meşakkatli bir hayat öyküsünün ertesinde,
mutluluğu ve huzuru yakaladı...
Dünyayı
güldüren adam aslında, kendi acısını unutmak için insanları güldürmeye
çalışıyordu...
70. doğum
gününde, hayatından çıkardığı dersleri anlatan bir yazı kaleme aldı...
O yazıdan
pasajlar aktarıyorum size...
HAYATIN
BANA YAPTIĞI UYARILAR...
Kendimi gerçekten sevmeye
başladığımda anladım ki; Duygusal acılar ve keder yapılmış birer uyarıydı
bana... Kendi gerçeğime karşı yaşadığımı anımsatıyorlardı...
Biliyorum bugün buna ‘özgün olmak’ diyorlar...
İNSANIN KENDİSİNİ ZORLAMASININ...
Kendimi gerçekten sevmeye
başladığımda...
Zamanı gelmediğinde ve o kişinin hazır olmadığını bildiğin
halde, istediğini yaptırmaya zorlamanın...
Zorladığın kişi bizzat kendin de olsa, çok utanç verici
bir şey olduğunu anladım...
Bugün buna; “kendine
saygı duymak” deniyor...
BAŞKALARININ
HAYATINA ÖZENME...
Kendimi gerçekten sevmeye
başladığımda, başkalarının hayatlarına özenmekten vazgeçtim... Önüme çıkan
zorlukların;
Olgunlaşmam için aşmam gereken
engeller olduğunu fark edebildim...
Günümüzde buna “bilgelik” dendiğini biliyorum...
Kaydol:
Yorumlar (Atom)

