14 Aralık 2019 Cumartesi

seni seviyorum & kararımı değiştirirsem söylerim*

Erkekler daha çok çözümlere önem verirler. Eğer bir şey işliyorsa, ona dokunmazlar. Yolunda giden bir şeyi rahat bırakırlar. Onlarda “Bozulmadıysa onarmama ne gerek var” düşüncesi hakimdir. Örneğin evlendikten sonra eşine onu sevdiğini sıklıkla ifade etmez erkek. Kadın da sık sık eşinin ağzından sevildiğini duymak ister. Bir yerde seminer katılımcılarımdan bir hanım paylaşmıştı: Eşi ilk evlendiklerinde onu sevdiğini ifade etmiş. Ama aradan üç yıl geçmesine ramen onun ağzından “seni seviyorum” sözcüklerini bir daha duyamamış ve bunun rahatsızlığını dile getiriyordu. Eşi dayanamadı ve aynen şunu ifade etti: Seni hala sevmeye devam ediyorum. İkide bir söylemenin ne lüzumu var.” Hatta muzip bir şekilde şunu da ekledi: “Kararımı değiştirirsem söylerim.”

7 Aralık 2019 Cumartesi

düşünelim & ümitsiz vaka mı?

1. İslam dini dünyada yaşansın diye gönderildi, ahirette değil. Yani dünyayı terk et, hiçbir şey yapma, ahirette kazanırsın mesajını vermiyor. Müslümanlar dünya-ahiret dengesini yitirdiler.

2. Biz Müslümanlığı sadece inan…
[13:37, 07.12.2019] Aslan: İşte Din Adamı Budur! Eski Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'ndan Bomba Açıklama

1. İslam dini dünyada yaşansın diye gönderildi, ahirette değil. Yani dünyayı terk et, hiçbir şey yapma, ahirette kazanırsın mesajını vermiyor. Müslümanlar dünya-ahiret dengesini yitirdiler.

2. Biz Müslümanlığı sadece inanma ve namaz, oruç, hac gibi belli ritüelleri yerine getirme olarak algıladığımız sürece bu mahçup edici durum devam edecektir.

3. Ortadoğu toplumları barut fıçısı gibi. Birbirlerine duydukları öfkeyi mezhep, din duyarlılığı veya öteki üzerinden dile getiriyor, onlar üzerinden kimlikler şekilleniyor. Toplum olarak ayrıştığımız, artık birbirimize öfke duyduğumuz doğrudur. Bunlar sosyal birlik beraberliğimiz açısından alarm noktalarıdır.

4. Serbest pazar mantığıyla fetva arayan, müşteri memnuniyetine göre fetva verenler kapladı ortalığı. İslam âlimlerinin içinde yaşadığı hayatla ve gerçekliklerle bağı koptu. Üçüncü, beşinci asırda yazılan kitaplardaki bilgileri tekrar ederek insanlara dini anlattığımızı düşünemeyiz. 50 küsur İslam ülkesi var, paramparçayız.

5. İslam barış dinidir diyoruz ama kimseyi

9 Kasım 2019 Cumartesi

duygular & zamanın eskitemediği


... .. Nasıl yolunu bulmazdı ki Cihan! Erkenden, ilk kapıya yakın bir ağacın dallarına tırmandı. Artık eskisi gibi çevik olmadığından biraz zorlandı. Oracıkta tüneyip beklemeye başladı. İnsanı uyuşturan bir sıcak vardı; güneş, padişaha ait olduğu için kimselerin toplamadığı meyvelerin arasından parlıyordu. Nihayet uzaktan gelen bir sesle irkildi. Ağır ağır ilerleyen  bir araba zuhur etti. Cihan donmuş kalmıştı; onun dışındaki hayatsa aynen devam ediyordu. Kendini dünyanın dışına itilmiş hissetti. Herşey hem aşina hem tuhaftı. Kâinatın büyüklüğü karşısında kalp atışları işitilmez olmuştu. Bir yaprak hşıdadı, bir kelebek kanatlarını çırptı. Cihan bu anı hayatı boyunca bir daha yakalayamayacağını anladı. Zaman bir nehirdi. Suyun kıyısında durmuş, akıntıyı seyrediyordu. El, arabanın penceresinden uzanarak perdeyi çekti. Başını kaldırıp Cihan’ın olduğu yere baktı Mihrimah. Yüzü incelmiş, alnına kırışıklıklar eklenmişti. Artıl dul bir kadındı. Ama Cihan’ın hayranlık dolu bakışları altında kendini yeniden genç kız gibi hissetti. Aradan geçen onlarca yıla ve bunca mesafeye, imkânsızlığa rağmen, derinlerde hiçbirşey değişmemişti. Uzun uzun Cihan’a baktı Mihrimah. Gülümsedi. Karbeyazı bir mendil çıkardı koynundan. Kokladı, öptü, tekrar Cihan’a baktı ve gelip alması için yere düşürdü.
... ..






29 Mayıs 2019 Çarşamba

şehid-i milli & 10 nisan 1919


Arif Bey her zamanki gibi Bekirağa Bölüğünde tutuklu bulunan oğlunu ziyarete gidiyordu.
Beyazıd Meydanında bir kalabalık gördü.
Vakit öğleden sonraydı.
Bu kadar insan, günün bu saatinde neden toplanmış olabilir diye düşündü içinden.
İstanbul, yaklaşık 500 yıllık payitahtımız işgal altındaydı.
Kendi kendine “İtilaf kefereleri yine bir oyun peşinde olmalı” diye fısıldadı.
Kalabalığa yaklaştıkça gözleri büyüdü, gözleri büyüdükçe adımları hızlandı, adımları hızlandıkça kalbi göğsünden çıkacak gibi oldu.
İçinde yangınlar çıkmış, acı, bir taş olup ta boğazına oturmuştu.
-Mehmet Kemal, oğlum diyebildi sadece.

8 Mayıs 2019 Çarşamba

öfke kontrolü


saçını süpürge mi ettin? *








































Charlie Chaplin’in 70. doğum gününde söylediği bilgece sözler



Charlie Chaplin; çok acılı ve meşakkatli bir hayat öyküsünün ertesinde, mutluluğu ve huzuru yakaladı...
Dünyayı güldüren adam aslında, kendi acısını unutmak için insanları güldürmeye çalışıyordu...
70. doğum gününde, hayatından çıkardığı dersleri anlatan bir yazı kaleme aldı...
O yazıdan pasajlar aktarıyorum size...

HAYATIN BANA YAPTIĞI UYARILAR...
Kendimi gerçekten sevmeye başladığımda anladım ki; Duygusal acılar ve keder yapılmış birer uyarıydı bana... Kendi gerçeğime karşı yaşadığımı anımsatıyorlardı...
Biliyorum bugün buna ‘özgün olmak’ diyorlar...

İNSANIN KENDİSİNİ ZORLAMASININ...
Kendimi gerçekten sevmeye başladığımda...
Zamanı gelmediğinde ve o kişinin hazır olmadığını bildiğin halde, istediğini yaptırmaya zorlamanın...
Zorladığın kişi bizzat kendin de olsa, çok utanç verici bir şey olduğunu anladım...
Bugün buna; “kendine saygı duymak” deniyor...

BAŞKALARININ HAYATINA ÖZENME...
Kendimi gerçekten sevmeye başladığımda, başkalarının hayatlarına özenmekten vazgeçtim... Önüme çıkan zorlukların;
Olgunlaşmam için aşmam gereken engeller olduğunu fark edebildim...
Günümüzde buna “bilgelik” dendiğini biliyorum...