8 Mayıs 2019 Çarşamba
Charlie Chaplin’in 70. doğum gününde söylediği bilgece sözler
Charlie Chaplin; çok acılı ve meşakkatli bir hayat öyküsünün ertesinde,
mutluluğu ve huzuru yakaladı...
Dünyayı
güldüren adam aslında, kendi acısını unutmak için insanları güldürmeye
çalışıyordu...
70. doğum
gününde, hayatından çıkardığı dersleri anlatan bir yazı kaleme aldı...
O yazıdan
pasajlar aktarıyorum size...
HAYATIN
BANA YAPTIĞI UYARILAR...
Kendimi gerçekten sevmeye
başladığımda anladım ki; Duygusal acılar ve keder yapılmış birer uyarıydı
bana... Kendi gerçeğime karşı yaşadığımı anımsatıyorlardı...
Biliyorum bugün buna ‘özgün olmak’ diyorlar...
İNSANIN KENDİSİNİ ZORLAMASININ...
Kendimi gerçekten sevmeye
başladığımda...
Zamanı gelmediğinde ve o kişinin hazır olmadığını bildiğin
halde, istediğini yaptırmaya zorlamanın...
Zorladığın kişi bizzat kendin de olsa, çok utanç verici
bir şey olduğunu anladım...
Bugün buna; “kendine
saygı duymak” deniyor...
BAŞKALARININ
HAYATINA ÖZENME...
Kendimi gerçekten sevmeye
başladığımda, başkalarının hayatlarına özenmekten vazgeçtim... Önüme çıkan
zorlukların;
Olgunlaşmam için aşmam gereken
engeller olduğunu fark edebildim...
Günümüzde buna “bilgelik” dendiğini biliyorum...
23 Ocak 2019 Çarşamba
karşı tarafla hesaplaşmak gerektiğinde
-... .. Bize kötü davranmış, incitmiş ya da zarar vermiş, yani onlarla hoş olmayan hikâyelerimiz olan insanları yargılama ihtiyacı bazen kaçınılmaz olabiliyor. İş hayatında olduğu gibi, yazgının getirdiği şartlardan ötürü ilişkimizi sürdürmek zorunda olduğumuz için hesaplaşmamızın sakıncalı olduğu durumlar yaşanabiliyor. Böyle durumlarda, şartlar uygunsa, kendimizi farklı yollardan ifade etme yollarını aramamız gerekebilir. İş hayatında yaşadığımız insanlar kendi seçimimiz olmadığından, yaşanan sıkıntı orada, o şartlarla sınırlanır, eğer yakınlığa ve kabule olan ihtiyacımızı iş hayatımızda da karşılamaya çalışmıyorsak. Ancak, yaşanmış ve halledilememiş ciddi bir tatsızlığa rağmen bir ilişkiyi sürdürüp bunun hâlâ dostluk olduğuna kendimizi inandırmaya çalışıyor isek, kendimize karşı ikiyüzlülüğü içeren böyle bir durum kendimize olan saygımızı azaltabilir. Hesaplaşma nazik bir konu, bazen de en iyi yol değil. En doğrusu, tabii ki anında en uygun tepkiyi verebilmek; ama bu, yaşanan olayın niteliğine, ne kadar beklenmedik bir şekilde karşılaşmış olduğumuza ya da o anki ruh halimize bağlı olarak her zaman mümkün olmayabiliyor. Aradan zaman geçtikten sonra suçlama tarzında bir hesaplaşma girişimi, çoğu zaman karşı tarafın savunmaya geçmesine ve kendine , karşı savunma hakkı tanınmasına neden olabiliyor. Aynı şekilde, mantık tartışması temelinde bir hesaplaşmanın ulaştığı yer genellikle çıkmaz sokak oluyor. Bir
25 Aralık 2017 Pazartesi
4 Haziran 2017 Pazar
bir kap içinde ne varsa dışarıya onu sızdırır *
Gözlerimiz, sözlerimiz ve yaptıklarımızla çevremizdekilerine
ya “Değerlisin” ya da “Değersizsin” mesajını veriyoruz. İkisi de insanın
içindekinin dışa yansımasıdır.
Atmosfer ısınmazsa karlar erimez *
-Kâinatta hiçbir şey bağımsız ve birbiriyle bağlantısız
değildir. Mevcut olan her şey, bir düzen içinde işleyişini sürdürür. Bu işleyiş
genelde etki-tepki mekanizmasına göre gerçekleşir ve her olay birbirine bağlı
halkalar halinde , sebepler ve sonuçlar zincirini oluşturur. ... ..
-Atmosferin güneşin etkisiyle ısınıp soğuması gibi insanların
da bir atmosferi, mevsimi vardır; onlar da ısınır, soğur. Atmosferde bunu
sağlayan güneş iken, insanlar arası ilişkilerde güneşin etkisini sağlayan şey,
kalplerde doğan ve batan sevgidir. Öyle insanlar vardır ki yanlarında buz
kesilirisiniz. Öyleleri de vardır ki onların yanında herkes hayat bulur. İşte
bunu sağlayan şey, bizden karşımızdakine yansıyan mesaj ve ifadenin sevgi dolu
ya da sevgisiz oluşudur. Ne ile dolu isek bizden yansıyan da odur. Karşımızdaki
göz bunu görür, akıl okur, kalp hisseder. ... ..
-Pek çok olumsuz duygu,bu sevgi ateşi karşısında karın
güneşte erimesi gibi erir gider. Bir de bakmışsınız ki atmosfer ısınmış ve
karlar eriyivermiş.
-Eğer gönülde kış uzun sürmüş, karlar uzun süre kalmış,
üzerine ilave karlar yağmış ve hava giderek soğumuşsa; karlar koşar adım
buzlanır. Erimesi de buzlanma nisbetinde zor olur ve zaman alır. Kış
mevsiminden sonra nasıl ki havaya, suya toprağa cemreler düşüp kainatı kademe
kademe ısıtıyorsa; gönüllerde tabakalanan buzları eritmek için de sevgi, ilgi,
samimiyet cemrelerine ihtiyaç vardır. Ardından
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
