-Kâinatta hiçbir şey bağımsız ve birbiriyle bağlantısız
değildir. Mevcut olan her şey, bir düzen içinde işleyişini sürdürür. Bu işleyiş
genelde etki-tepki mekanizmasına göre gerçekleşir ve her olay birbirine bağlı
halkalar halinde , sebepler ve sonuçlar zincirini oluşturur. ... ..
-Atmosferin güneşin etkisiyle ısınıp soğuması gibi insanların
da bir atmosferi, mevsimi vardır; onlar da ısınır, soğur. Atmosferde bunu
sağlayan güneş iken, insanlar arası ilişkilerde güneşin etkisini sağlayan şey,
kalplerde doğan ve batan sevgidir. Öyle insanlar vardır ki yanlarında buz
kesilirisiniz. Öyleleri de vardır ki onların yanında herkes hayat bulur. İşte
bunu sağlayan şey, bizden karşımızdakine yansıyan mesaj ve ifadenin sevgi dolu
ya da sevgisiz oluşudur. Ne ile dolu isek bizden yansıyan da odur. Karşımızdaki
göz bunu görür, akıl okur, kalp hisseder. ... ..
-Pek çok olumsuz duygu,bu sevgi ateşi karşısında karın
güneşte erimesi gibi erir gider. Bir de bakmışsınız ki atmosfer ısınmış ve
karlar eriyivermiş.
-Eğer gönülde kış uzun sürmüş, karlar uzun süre kalmış,
üzerine ilave karlar yağmış ve hava giderek soğumuşsa; karlar koşar adım
buzlanır. Erimesi de buzlanma nisbetinde zor olur ve zaman alır. Kış
mevsiminden sonra nasıl ki havaya, suya toprağa cemreler düşüp kainatı kademe
kademe ısıtıyorsa; gönüllerde tabakalanan buzları eritmek için de sevgi, ilgi,
samimiyet cemrelerine ihtiyaç vardır. Ardından
da güçlü ve yakıcıışıklar gelmeli, hem de kesintisiz olarak.
da güçlü ve yakıcıışıklar gelmeli, hem de kesintisiz olarak.
-Günlük işleyiş içinde bazen değerler kayıyor ve eşyaya
verdiğimiz önemi insana vermiyoruz. ... ..
-Üzülen, kırılan insanın morali bozulur, neşesi kaybolur.
Aynen havanın birden bozması giibi havası soğur. Gönül ovası soğuyan insan üşür
ve bu soğukluk muhatabına yansır. Eğer samimi bir düzeltme girişiminde
bulunulursa, hatalar telafi edilirse; atmosfer de hemen düzelir. ... ..
-İnsanı ayakta tutan moraldir. Morali bozu, canı sıkkın bir
insan, pek çok hastalığı misafir etmeye aday ev sahibi bir beden durumundadır.
Üzüntü insanı neşesiz ve verimsiz yapar.
... .. Bu durum, insanın adımlarını yavaşlatır, canını acıtır ve kişiyi
zamanla yorar. ... ..
-İnsan ilişkileri bir sanattır. Bu sanatı bilenler gönül
ovasına kar yağdırmamaya çalışır. Kazara karayel ya da poyraz esse, hemen ne
yapacağını şaşırır, gayret eder, koşturur, yalvarır yakarır veya yardım ister.
... ..
-Mesela; her şeyi dört dörtlük denecek
derecede güzel ve başarılı bir hanımefendi, eşini tanıyıp ona sevgi dolu bir
atmosfer sağlayamıyorsa, onu önemsemiyorsa,
kendini yenileyemiyor, bilgilenmiyor ve gerektiğinde kendine düşeni
yapmıyorsa , diğer başarılarının fazlaca bir önemi yoktur. Bir beyefendi de işinde
başarılı, saygın, herkesin iyi tanıdığı bir şahıs iken, evdeki herkese cehennem
hayatı yaşatıyorsa o da başarı sayılmaz. Gerçek
başarı, iki tarafın da birbirlerine azami değer vermeleri ve her şeyden
önce birbirlerinin gönlünü fethetmeyi başarmalarıdır. İddia ediyorum ki; her
iki tarafta isterse normal şartlardabir haftaya kalmaz hanımefendi
beyefendisini, beyefendi hanımefendisini bir haftaya kalmaz kendisine aşık
edebilir. ... ..
-Sevgi sözleri söyleyerek, içten davranarak ve yanlışı terk
ederek atmosferi ısıtalım ki; gönüller kardan çok sevgi sağnaklarıyla neşvü
nema bulsun, topraklarımız yeşersin. ... ..
*Hayat Filminden Kurtarıcı Kareler ıı
– Saliha Erdim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder