-...
..Kalabalıklar içindeki yanlızlığımız ... .. havadan öpücük gönderiyoruz. Ama
sarılmak gibi olmuyor. Mesaj atıyoruz ama konuşmak gibi olmuyor. Sesimizi
duyuramıyor, kendimizi avutamıyoruz.
-Sahtelikler
ve sunilikler dünyasında sahici” olmaya çalışmak ve kendimizle, tembelliğe
alışmış bünyelerimize zor geliyor.... ..
-Sallama
çaylarımızı bireysel kupalarımızda sallarken kişisel netbooklarımızda
profillerimize yapılan
yorumlarla kendimizi kutsayarak vakit öldürüyoruz. Arkadaşlık tadında sanal arkadaşlarla yaşarken arkadaşlığın “iyi günde, kötü günde” olan desteğini vermeye de yeri geldiğinde beklemeye de eriniyoruz. ... ..
yorumlarla kendimizi kutsayarak vakit öldürüyoruz. Arkadaşlık tadında sanal arkadaşlarla yaşarken arkadaşlığın “iyi günde, kötü günde” olan desteğini vermeye de yeri geldiğinde beklemeye de eriniyoruz. ... ..
-Annelerimiz
yalancı emziklerle büyüttüğü için mi bilmiyorum ama yalancı emziklerle yaşamaya
devam ediyoruz. Biraz hüzünlensek hemen bir yalancı emzik buluveriyoruz
kendimize. Bu kimisi için dizi izlemek, kimisi için araba kullanmak, kimisi
için dolaptan atıştırmak, kimisi için zaman öldürmek... ..
-Kaymak
tadında şantiyi evde yapılmamış ekmek kadayıfının yanına koyup poşetten
çıkardığımız tek kişilik çayımızla beraber, tek kişilik yanlızlığımızda, tatsız
tuzsuz hayatımızı tatlandırmaya çalışarak kendimizi kandırıyoruz.
-“Çözüm
ne olmalı?” diye soruyorsanız eğer “Çözüm çok açık aslında.” Diyebilirim. ...
.. Doğruyu zaten biliyorsunuz. Herkes biliyor.... .. “Diğeri için ne
yapabilirim?” diye sormaya başlayarak insan tadında olmak için niyet etmek...
*Haz ve Hız Çağında İlişkiler - Nazlı Özburun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder