30 Kasım 2014 Pazar

Zaman geçince ...


Beni fark ediyor musun? *

Zannetmeyelim ki ihytiyaçlarımız yemek içmekle sınırlıdır ve bu ihtiyaçlar giderildiğinde her şey yoluna girecektir.






Aynı evde iki yabancı *


-... .. Samimiyetin kaybolduğu ve özenin olmadığı ilişkiler, aynı evde yabancılaşan insanlar üretiyor. Bir tarafın hep kendini haklı gördüğü ve karşı tarafın da hep haksız görüldüğü bu durumda, bir süre sonra aynı evde yaşayan iki yabancıya dönüşüyor. Kendimiz için en geniş açıdan kullandığımız affediciliği, eşimiz için nedense en darından kullanıyoruz. ... ..
-... .. Bize ne mi oluyor? Biz zaten hep iyi olan taraftık! Kötü olan da zaten gitti. Oyun da

Kendimize sormak *


-... .. Eşler arasındaki ilişki aşırı yakınlaşmaya doğru gidiyorsa, bu yakınlaşma merkezkaç etkisi doğurarak eşlerden birisinin bu yakınlaşmadan sıkılıp ayrılmasıyla sonuçlanabilir. Birlikteliğin boğmaya başlaması ve tarafların birisinin bireyselliğini kaybediyor olduğunu düşünmesi bir kaçışı doğurur.
-... ... eğer insansa söz konu olan, hiçbir zaman genelleme yapamayız. Her zaman istisnaları vardır. Ama bilmek ve bilgiyle
hâllenmek, kaçmaktan daha iyidir çoğu kere. ... ..
-... .. Bilmek için, fark etmek için..... Kokmak için, telaşlanmak için,

Mutluluk-mutsuzluk *

-... .. İnsan sayısınca doğru olduğu, daha doğrusu doğrunun algılanışının farlklı olduğu gibi, her insana göre de mutsuzluğun nedenleri de farklı farklı.
-... .. verilenlerin farkında olmadan, verilmeyenlerle uğraşıyoruz. ...

Yaradandan istemek *


-... .. Hayatta yapmak istediğimiz o kadar çok şey var ki... Birkaç kez deniyoruz, birkaç kez daha... Sonra bakıyoruz ki olmadı, vazgeçiyoruz. .... Çünkü ümidimizi kaybetmiş oluyoruz çoğu kere.
-Kendimizden ümidimizi kestiğimizde sahibimize, sahibimizin  bizim için yazdığı kadere kızmaya başlıyoruz. En sonunda da her şeye kızan, kendisiyle bile geçinemeyen,
kızgın ve küskün ruhlara dönüşüyoruz.
-Oysa elimizde yapabilme gücü değil, verileceğine dair sonsuz bir güvenle isteme, daima isteme yeteneği