Geleneksel karı koca rollerinin felsefesi şudur; herkes üzerine düşeni yaprsa
sorun kalmaz. Sistem evliliği derim ben bu evliliklere. Bir makinanın parçaları
misali her çarkın bir anlamı var. Her çark, doğru hızla doğru yöne giderse sistem
yürür. Bir mükemmeliyetçi için kulağa hoş gelen bu cümle, aslında eblilikler
için görünmez en büyük tehlikedir. Yıllarca her şeyin düzgün gittiği düşünürken bir gün eşiniz size
“Ben mutlu değilim,” diye gelir.
Akabinde “Sana karşı bir şey hissetmiyorum” hatta “Boşanmak istiyorum” ile finali
yapabilir. Sen anlam veremezsin. Kabul edemezsin. “Tüm görevlerimi dört dörtlük
yapıyordum oysa,” dersin. Hatta “Haftada bir kez sevişmeyi bile aksatmazdık,” derken yine de sorunu
bulamazsın.
İşte bu noktada eksik
olan şeyin;
Faturaların ödenmemesi, evin temiz
olması,
Çocuğun okul taksitlerinin aksamaması
değil,
İlişkinin ruhunun ve iyi hissedişinin
olmaması olduğuyla yüzleşirsin.
*Sorun çıkarmıyorum daha ne
isitiyorsun?
*Tüm ihtiyaçlarını karşılıyorum daha ne
istiyorsun?
*Görevlerimi yapıyorum, daha ne
istiyorsun?
Bu ve benzeri cümleler rolümüzü
tamamladığımızveya ilişkiyi başarılı şekilde sürdürdüğümüz anlamına gelmez.
Karı
kocalık; enne babalık, ev işlerini iyi yapmak, eve para getirmek dışında başka
bir rol içerir.
Birbirinizi beslemezseniz, diğer roller
görev gibi olur.
Zamanla dalmeye başlar.
Esas olan karı kocalıktır. Karı kocalık,
