-Bir danışanım unlu mamüller üzerine çalışıyor.. Bir cümlesi beni çok etkiledi. Tamam, dedim işte budur. ... .. Eğer ben
bugünden kalan bir şeyi yarın yine vitrine koysam müşteri kaybetmeye başlarım. Bir bakarsın, sinek avlamaya başlamışsındır. Bu sefer daha fazla bayat ürünü vitrine koyarsın ve kaçınılmaz son; İflas.
bugünden kalan bir şeyi yarın yine vitrine koysam müşteri kaybetmeye başlarım. Bir bakarsın, sinek avlamaya başlamışsındır. Bu sefer daha fazla bayat ürünü vitrine koyarsın ve kaçınılmaz son; İflas.
bayatlamış ilişikler
-... ..Bizim konumuz olan ilişkiler için de durum aynen böyle. ... .. bir türlü hakını vererek konuşulamadığı için karşı taraf bir süre sonra kendisi için bayatlamış olanı artık dinlemek istemiyor.
-Dinlese de dişini sıkarak dinlediği için anlatanın duygusu iyi olmuyor. Konu bir türlü gündemden düşmüyor. Eşler istedikleri bir şeyin yapılması için ısıtıp ısıtıp temcit pilavı gibi aynı şeyleri kouşmaya başladıklarında ilişkilerin tadı kaçıyor. Taraflar dışarda bülbül kesilirken evde dut yemiş bülbüle dönüyorlar.
-Eğer yaşamın sürekli, bir değişme ve yenilenme olduğunu kabul ediyorsak –ki öyle- biz ayak uyduramadığımızda bayatlıyoruz. Kimse, ne bizi ne söylemeye çalıştıklarımızı anlıyor. ... ..
İnsanın kendini güncellemesi, ... ..Dünyayı gelişeceğimiz, değişeceğimiz, öğrenerek yenileneceğimiz bir yer, gerektiğinde törpüleneceğimiz bir mecra olarak görüyorsak ... ..
-... Hayatı tüketerek yaşamak yerine hayatı değişime ve anlayarak anlamlandırmaya yönelik yaşayabiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder