olgular açısından zıt kutuplarda yer almışlardır. Amerikan iş çevreleri askerlerle iş yapmaya pek gereksinim duymamış, askeri anlayışı pek takdir etmemiş, askerlere pek saygı duymamıştır. II. Dünya Savaşı sonrasında, bu ilişkide ani bir değişim yaşanmıştır. Profesyonel subaylar ve
iş adamları karşılıklı saygıyı ön plana çıkarmaya başlamışlardır. Emekli general ve amiraller evvelce görülmedik bir oranda Amerikan firmalarının yönetim kurullarına alınmaya başlamış, firma yönetimleri ile üst düzey askeri kadrolar arasındaki makası kapatmak üzere yeni örgütler oluşturulmuştur. Subaylar açısından girişimcilik Amerikan yaşam tarzının ta kendisidir. İç çevreleriyle bağlar kurumasının, böylelikle, subaylar açısından, dışlanmış konumlarının sona erdiğinin ve Amerika toplumunun saygın mensupları olduklarının kanıtı ve güvencesini teşkil edeceği düşünülmüştür. Subay kadrolarından özel sektör kadrolarına geçiş yapan askerler mali ve psikolojik açıdan güven ve refah düzeylerini
artırmışlar, toplumda yaygın kabul görmüşlerdir. Firmalar ise tanınmış komutanların prestijlerinden, subayların askeri olmayan teknik sahalardaki özel yetenek ve uzmanlıklarından, genel idari ve örgütsel becerilerinden ve Savunma Bakanlığı ile yaptıkları işlerde yardımlarından faydalanmışlardır. .....
Ordu-sermaye ittifakının kısa ömürlü temelini, ordunun II. Dünya Savaşı ile birlikte kazandığı prestij oluşturmuştur. ... ... ... Subayları istihdam eden işletmeler, genellikle, geniş hacimli savunma taahhütlerine sahip, ancak büyüklükleri ve girişim çeşitlilikleri nedeniyle öncelikli ihtisas alanları kamu taahhütleri olmayan büyük imalat gruplarından oluşmuştur. Savaş kahramanları, şirket hiyerarşilerinin başlarına geçmişler; başkan, başkan yardımcısı, yönetim kurulu başkanı veya müdürü gibi görevler üstlenmişlerdir. ....
*Asker ve Devlet – Samuel P. Huntington
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder