Görünen o ki yakın geçmişteki depremlerden yeterli dersleri almamanın acılarını yaşamaktayız. Bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini biliyoruz. Deprem gerçeği ile yüzleşmek yerine acılar yaşandığında söz üretmek, felâket yaşandığı anlarda çaresizliği yaşamak yerine
yapılacakları sıraya koyup yapılacaklar için önce konusunda eğitimi, tecrübesi ve enerjisi olan insan planlamasından başlayarak geleceğe hazırlık yapmalıyız. Depreme karşı yapılacaklar konusunda dünyada mesafe alan ülkelerin tecrübeleri de dahil bilgi birikiminden yararlanmalıyız.
Bütün bunların başarılabilmesi için; hayatın her ayrıntısı için geçerli olan hukuk, denetleme, liyakat kavramlarına öncelik vermeliyiz.
Bugün yaşadığımız bu çok büyük felaketin yaralarını sarmakla beraber ortaya çıkan tecrübeleri (zaten çok büyük ölçüde sahip olduğumuz; insan gücü– askerlerimiz -madencilerimiz dahil ve malzeme ihtiyaçları - seyyar fırınlar, seyyar mutfaklar, seyyar su arıtma sistemleri, seyyar aydınlatma sistemleri, jeneratörler, seyyar tuvaletler, yaşam konteynırları vb.- seyyar haberleşme sistemleri, …) geleceğe taşımalıyız.
Öncelikli olarak bugünün yaralarını sararken, edinilen bu bilgi birikimini yarının depremlerine hazırlık yapmalıyız.
Elbetteki geçmişe yönelik tespit edilen kusurların hukuki yönü konuşulanbilir. Bunu yaparken; hukuk içinde kalmalıyız. Ortadaki yıkımın kaldırılması ve acıların bir an önce azaltılması sonrasında yapılacakları ertelemeyi başarabiliriz.
Can kayıplarımız için, Allahtan rahmet, felakete maruz kalanlar için ruh ve beden sağlığı, bölgede görev yapanlarımız için güç ve kolaylıklar diliyoruz.
*
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder