Yaklaştın...
Yakınlaştın...
İki kalp bir oldu...
Dengen
bozuldu...
Bir hoş
oldun...
Sesini
duyunca...
Nabzın hızlandı...
Temas edince ateşler bastı...
Ayrı duramayacağını düşündün...
Karar verdiniz...
Bir elmanın yarısı olmaya...
Elma olgunlaştıkça...
Rengi değişti...
Gül bahçesinin goncası...
Gelişti...
Duruma hakim oldu...
İrileşen dikenleri...
Acıttı...
Çok da sivriymiş...
Ama olsun...
Çok da sivriymiş...
Ama olsun...
Sabretmek
gerek...
Arada bir
kanadıkça yaraların...
Bu da geçer
diyerek....
Ümitle baktın...
Geleceğe...
Hem gül...
Hem de
diken...
Gül kokusu ve
diken...
Terazinin
kefeleri gibi...
Biraz gül
kokusu...
Birazcık
diken acısı...
Hangisi ağır
basarsa...
Biraz ondan...
Biraz bundan..
Koklamak için
yaklaş...
Canın yanınca
uzaklaş...
Sakın
bıkma...
Vazgeçme...
Etraf ne der
sonra...
Sopa yedim
diye...
Ortaklık bozulur
mu...
Basit sebep
kabul görür mü...
Öğrenecek çok
şey var...
Hiç diken
yokmuş gibi...
Gülümse...
Gözyaşların
içinde...
Sihirli
değnek arama..
Oyunun kuralı
böyle...
Hem sabreden
kazanırmış...
Öteki tarafta...
Lâmbadan
çıkan cin bile çözememiş...
Elmanın öteki
yarısını...
Dengede
bırakmış...
Sessiz
kalmış...
Yavaşlamış...
Akıl
çekmecesindeki sorunları...
Pembe ile
boyamış...
Zamanın
eskittiği...
Sararmış
sayfaları...
Donmaya
bırakmış...
Eskinin sıcaklığını...
Saklamış...
Aklının uzak
köşelerinde...
Aklın
başından gider...
Gülün kokusu
gelince..
Aklın başına
gelir...
Diken
acıtınca...
Sopa
yiyince...
Sonu güzel
olur...
Güzel
düşününce....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder