20 Mart 2015 Cuma

eşler arasında...



FARİKA TEYMUR ARTIR*

19 Mart 2015, Perşembe
İletişim kazaları mutlu bir evlilikte de bazen kaçınılmazdır. Aile içi sorunlarda sık karşılaştığımız problemlerden biri eşlerden birinin sık sık küsmesi ve iletişimi kesmesidir. Bu durum zaman içinde eşlerin birbirinden uzaklaşmasına, konuşkan eşin kendisini değersiz hissetmesine ve aile

 birliğinin zarar görmesine sebep oluyor. Eşlerin bazı nedenlere bağlı olarak zaman zaman birbirine kırılıp kısa bir süre konuşmak istememesi doğal iletişimin bir parçasıdır. Evdeki gergin anlarda kısa bir süre az konuşmak, eşleri maksadını aşan söz ve davranışlardan da korur. Eşlerin birbirini anlayıp gönlünü almasıyla yanlış anlamalar unutulup gider. Ancak iletişimi tamamen kesmek, sık sık küsmek ve küskünlüklerin uzun sürmesi ise eşler arası soğukluğa, sevgilerin yıpranmasına, çözülmeden biriken sorunların gittikçe büyümesine yol açar. Eşlerden birinin veya her ikisinin birbirine küsmesi sık tekrarlandığı veya uzun süre devam ettiği durumlar, evde gergin bir hava esmesine neden olur. İletişimin kesilmesi duygusal ortamı bozarken çocukların da anne-babayla iletişimini ve gelişimini olumsuz etkiler.
Küskünlük bazılarının kişilik özelliklerindendir. Bilhassa içe dönük ve kaygılı kişiler çabuk alınıp kırgınlıklarını da beden dili ile ifade etme eğilimindedir. Bu davranış çocukluk ve gençlik yıllarından kalma bir alışkanlık da olabilir. Bazı kişilerin ise küskünlüğe hiç tahammülü yoktur. Eşin az konuşması ve küsmesi halinde durumu düzeltmek için aşırı özveride bulunur. Bu şekilde davranışı küsme davranışını besleyip iletişimde kısır döngülerin başlamasına neden olur. Sorun büyümesin diye sürekli eşinin gönlünü almaya çalışan kişi, zamanla kendisine değer verilmediği, konuşulmayarak yok sayıldığı ve haksızlığa uğradığı duygusuna kapılmaya başlar. Tekrarlayan küsme ve gönül alma davranışları tek taraflı olduğu takdirde birikimlere ve bardağı taşıran son damlalarla birlikte büyük tartışmalara yol açar.
YANLIŞ ANLAMA VE KIRICI SÖZLERE DİKKAT!
Eşinin sevgisini beklediği şekilde ifade etmemesinden kırılan eş de tepkisini küserek ortaya koymaya çalışır. Bu, ilk başta işe yarasa da uygun bir çözüm şekli değildir. Ortak sevgi dili kullanılmayınca bir zaman sonra küskünlüklerin süresinin artmasıyla eşler gittikçe birbirinden uzaklaşır. Eşler konuşmaya çalışsalar da bir süre sonra yanlış anlama sonucu karşılıklı kırıcı söz ve davranışlarda bulunmaya başlarlar. Biri veya her ikisi bir türlü anlaşılamamaktan şikâyetçidir. Hâlbuki birbirini uygun şekilde dinlememe ve karşılıklı olarak birbirini anlamama vardır. Sürekli tartışmaktan usanınca da küserek kavgalardan kurtulmaya çalışırlar. Bazı eşler de şiddetli geçimsizlik durumunda evliliği çocukları için devam ettirmeyi ve kronikleşen problemlerin çözümü yerine tartışmamak için küsmeyi tercih eder. Başlangıçta bunun uygun bir çözüm olduğunu zannetseler de ilerleyen zamanlarda bu durum giderek daha farklı sıkıntılara yol açar. Ruh ve beden sağlığı da olumsuz etkilenir. * Uzman psikolog

Özeleştiri ve çözüm planı yapın!

-Eşinizle iletişimi kesmeyin. Bir geceyi bile konuşmadan geçirmeyin. Zira uzaklık, uzaklığı getirir.
-Eşinizle konuşmama; değer vermeme ve yok sayma olarak algılanabilir. Bu da öfke ve gerginliğin artmasına yol açar.
-Eşinizi yorumsuz dinleyerek anlamaya çalışın. Uygun zemin ve zamanlarda eşinizin güzel özelliklerini takdir edin.
-Özeleştiri yapın, anlaşmazlığa yol açan hatalarınızı kabul edin. Muhabbeti ve aile birlikteliğini yeniden sağlamak için gönül alıcı sözler kullanın.
-Vazgeçemediğiniz beklentilerinizi ve karşılanmayan ihtiyaçlarınızı dile getirin. Ama küçük sorunları büyüterek devleştirmeyin.
-Sorunların hepsini sıralamak yerine en önemlisini ifade edin.
-Bazı sorunların çözümünü zamana bırakmak doğru olabilir. Ama devam eden problemler için yeni çözüm yolları araştırın ve bir çözüm planı yapın.
-Uygun çözüm yolu bulunamadığında tarafsız davranabileceğine inandığınız ve güvendiğiniz tecrübeli bir kişiden görüş alın.
-Sorunlar karşısında eşlerin zaman zaman fedakârlık yapması gerekebilir. Ama bu fedakârlık hep tek taraflı olmamalıdır.

10 Mart 2015 Salı

Tek taraflı terapi çatışmayı önlemiyor

Tek taraflı terapi çatışmayı önlemiyor

Tek taraflı terapi çatışmayı önlemiyor

11 Mart 2015, Çarşamba
Türkiye’de son dönemlerde aile ilişkileri daha şeffaf yaşanıyor. Böylece ailede problem yaşandığında gençler soluğu aile terapistlerinde alıyor. Aldığı bireysel terapi ile değişim geçirdiğine inanan taraf, bu değişime eşini dahil edemediğinde ise uyum bozuluyor ve ilişki boşanma ile sonuçlanabiliyor.
“Ben evlendiğimizde eşimi tanıyarak evlendiğimi sanıyordum ama aslında eşimi tanımıyormuşum. Eşimin duygu dünyasını ve nasıl bir çocukluk geçirdiğini daha çok hissettim. Eşimi bütün bir kimliğiyle kabullenmiş oldum. Bu, bende önce bir şefkat sonra da çok derin bir yakınlık oluşturdu.” ifadeleri aldıkları terapi sonrası evliliklerini kurtaran kişilere ait. Türkiye’deki evliliklerin en büyük eksikliğinin yakınlık olduğunu kaydeden Evlilik Enstitüsü’nden uzman psikolog Erhan Özden, “Eşten arkadaş olmaz deniyor. En güzel arkadaş eşten olur aslında. Ama bu yürekliliği gösterebilmek gerekiyor. Yüreğinizi bu kadar açabilirseniz eğer, eşinizi en yakınınıza alabilirsiniz.” diyor.
İmago Terapi’nin evliliği ‘İlk 6 ay rüya evresidir, 6 aydan sonra bir uyanma ve güç mücadelesi başlar’ diye tanımladığını söyleyen Özden,  “Benim çiftlere söylemek istediğim şu: Eğer evliliğinizde bir çatışma varsa ve bu çatışma sizi köşeye sıkıştırmışsa çok sağlıklı bir evliliğiniz var demektir. Çatışma yaşamayan evlilik içindeyseniz eyvah dediğimiz bir durumdur. Bu meydan muharebesinden vazgeçmeyin ve birbirinizin değişeceği bir düzleme oturtun.” diyor. Özden, bireysel terapilerin kişileri bir yerden sonra yol ayrımına götürdüğüne dikkat çekiyor. İlişkinin tek taraflı değiştirilmesinin uyumu bozduğunu ve çifti boşanmaya yaklaştırdığını kaydeden Özden, “İmago bunun farkında olarak çifti birlikte değiştirmeye odaklanıyor. İmago terapi tekniği Amerika’da 1980’lerden beri var olan bir psikoterapi akımı.” diyor. Uzman psikolog, İmago Terapi’yi şöyle anlatıyor: “İmago’da kişi ilişkisi ile birlikte odaya gelmiş oluyor. Bir simülasyon değil, canlı bir uygulama görebiliyorsun terapi odasında ve dokunduğunuz her şeyin yansıması tüm hayatına anında oluyor. Bireysel terapi, terapist ile danışan arasında bir ilişki olgunlaştırıp bunun üzerinden tedariki sağlar. İmago ise çiftin hâlihazırdaki ilişkisi üzerinden, birbirlerine terapistlik yapmalarını ve yardımcı olmalarını, destek olmalarını sağlıyor.”
EVLİLİĞİNİZİN SİZE ÖĞRETECEKLERİNE KULAK KABARTIN!
Uzman, çiftler arasında karşılaşılan en yaygın sorunları şöyle sıralıyor: “Kişilerin anne-babaları ve eşleri arasındaki sınırı çizememesi ve ebeveynlerden şikâyet. İlişki içerisine dahil olan üçüncü kişiler. Bir de kişilerin birbirine uyguladıkları psikolojik şiddet.”
Araştırmalara göre boşanmanın bulaşıcı olduğunu vurgulayan uzman çiftlere şunları tavsiye ediyor: “Evlilik kapısını içeriden kilitleyip, anahtarı bir süreliğine atın camdan aşağıya ve bütün mücadeleyi o meydanda yaşayın ve başka yere kaçmayın ve ne olursa orada olsun. Bunu yeterli sürede yaptığınızda ilişkiniz değişmiş olacak. Boşanma bir kaçış kapısı, diğer eşlerin çekiştirildiği sohbet ortamları kaçış noktası, ebeveynler kaçış noktası… Bunları yapmadığınız zaman ilişkinizde pek çok şeyin değiştiğini fark edeceksiniz. Şunu unutmamak lazım: Sorun yüzde 95 oranında yaptığınız eş seçimiyle ilgili değil, evliliği deneyimleme şeklinizin yanlışlığıyla ilgili bir durum. Yani buradaki kişinin isminin değişmesi ilişkinizi değiştirmeyecek. Bu evliliğin size anlatacağı, öğreteceği bir şeyler var. Buna kulaklarınızı tıkamak yerine bunu duymak lazım.”

http://www.zaman.com.tr/aile-saglik_tek-tarafli-terapi-catismayi-onlemiyor_2282657.html

9 Mart 2015 Pazartesi

Gül bahçesi

Uzaktan hoş görünür
Pembe rüyalar ülkesi
Koyu kırmız ve beyaz
Sarısı da var sarmaşığı da
Yaklaştıkça burnunuza gelen kokusu
Başınızı döndürür
Fazla yaklaşma dikkat et
Demedim mi dikenleri de var
“Gonca gül”ken yumuşak
Güzelliği ortaya çıktığında
İnsanı duygu sepetine döndüren
Muhteşem güzelliğin yanında
Sivriliğin hikmeti ne
Öğrenirsin anlamını
Biraz diken biraz gül
Acıtır dokunanları
Hayat bahçesinin bu köşesinde
Bedel ister
Sevmek ve sevilmek
İdare etmek gerek
Sabırlı olmak demek
Herkes biriktirir
Sevgiler kadar hataları

7 Mart 2015 Cumartesi

Kadın ve erkek arasında farklılıklar var *

-Kadın konuşmak ister, konuşmak için sebebe ihtiyaç yoktur. Gün içinde yaşananlar, çocukların yapıp ettikleri uzun uzadıya anlatılabilir.
-Kadın sevildiğini bilse bile sık sık sevildiğini duymak ister. İnce ve romantik sözler duymak ister.
-Erkek ise ya susar, dinler, konuşursa da bağırarak konuşur. Ya da kısa kısa konuşur.
-Kadın özel günlerin çetelesini tutar, hatırlamak ister, hatırlanmayı bekler.
-Erkek için böyle şeyler

İnsan neyi ne kadar değiştirebilir *

Hiç kimse hiç kimseyi değiştiremez
-Her birimizin doğuştan getirdiği mizaç özellikleri ile; içine doğduğumuz kültürel yapıdan, en yakın planda da ailemizden öğrendiklerimizle oluşturduğumuz bir kişilik tipimiz vardır. Bu yapı bazı yönleriyle değişime ddirençli, bazı yönleriyle de öğrenmeye, deneyimlere bağlı olarak değişim gösterebilmektedir.
-Kaldı ki ikili ilişkilerde yaşanan en büyük problemlerden birisi de bir tarafın diğer tarafı (Bu; bazen eş, bazen çocuk, bazen de anne baba olabilir.) değiştirmeye

Baharın gelişini ümitle beklemek *

Tolere edebilmek & güzelce sabredebilmek
-İnsan olarak sürekli değişmekteyiz, isteklerimiz de beklentilerimiz de değişmekte. Bu nedenle kırılmalara ve sevinmelere he daim açığız. Ne sevinirken abartıp bu durumun devamlı olacağını sanalım ne de üzüldüğümüzde hep üzgün kalacağımızı. Varlığın doğası böyle; dünya için geçerli olan, insan için de geçerli. ... ..
-Söylemeye çalıştığım şey, ümidi kaybetmemenin gerekliliği. Hikmetsiz davranmaktan bahsetmiyorum....

İçimizden kış geçiyor *

Kışın geçmesini beklemek
-İnsan her daim mutlu olmak istiyor. Hiç üzülmesin, kalbini kıran olmasın, ağlamasın, hüzünlenmesin... Peki, bu mümkünmü?
-Hiç kış gelmeden dört mevsim yazda kalmayı istemek gibi bir şey bu. Hep yazda kaldığımızı düşünsenize; hiç kar yok, yağmur yok, çamur yok..... .. Hayali güzel görünse de her aklıselim insan bilir ki hep yazda kalmak birçok sorunu da beraberinde getirirecektir. ... yağmurlar yağmasa, o çok sevdiğimiz ağaçlar tozdan topraktan kirlenecek, bir süre

6 Mart 2015 Cuma

Kadınlar günü

gül ve diken
Yaklaştın...
Yakınlaştın...
İki kalp bir oldu...
Dengen bozuldu...
Bir hoş oldun...
Sesini duyunca...
Nabzın hızlandı...
Temas edince ateşler bastı...
Ayrı duramayacağını düşündün...
Karar verdiniz...
Bir elmanın yarısı olmaya...
Elma olgunlaştıkça...
Rengi değişti...
Gül bahçesinin goncası...
Gelişti...
Duruma hakim oldu...
İrileşen dikenleri...
Acıttı...
Çok da sivriymiş...
Ama olsun...

Kaybetmeyi göze alamayan kazanamaz *

-... .. çocukları korumak adına onların bütün işlerini yaptığımızda onların büyümelerine, olgunlaşmalarına izin vermiyoruz. Geçici olarak çocuklarımızdan ayrılamadığımızda, onları hayatın içine katamadığımızda denemeden kaybetmiş oluyoruz.
-Oysa denememek baştan kaybetmektir. Denerseniz kaybetme olasılığınız yüzde ellidir. Denemediğinizdeyse zaten baştan kaybetmiş olursunuz. ...
-Bazı şeyler denemeden asla bilinmez. Ama her şeyi deneyerek öğreneceğim, diyenin hayatta canının çok yanması olasıdır. Bu