E.Orgeneral M.Hikmet Bayar’ın anıları iki ciltten oluşuyor. Yedi yüz otuz yedi sayfalık ilk ciltte (ikinci cilt 533 sayfa ) askeri öğrencilik ve subaylık dönemini anlatan komutan, 1949 yılında üniforma ile ilk defa tanıştığı günlerden başlayarak 1978 yılında generalliğe terfi etmesine kadar olan dönemi bizlerle paylaşıyor. Asker olmayanların da kolayca anlayacağı bir dille anlatılanlar arasında; aidiyet duygunsunun etkisiyle gerek yurt içi gerekse yurt dışında yaşanılanların çoğu olumlu bir bakış açısıyla yansıtılmaya çalışılmış. Eleştiri anlamındaki değerlendirmelere ise çok az yer verilmiş. Kırk yedi yıl süren uzun askerlik safahatı ile kıyaslandığında, yok denecek kadar az yer verilen olumsuzlukların da anlatılması inandırıcılığa daha çok katkı sağlayabilirdi. Dersler çıkarılmasını sağlayıcı eleştirilere de yer verilmemesi konusundaki değerlendirmeyi okuyucuların takdirine bırakıyoruz.
Dikkati çeken bir diğer konu; komutanın askerlik safahatının her adımında müteakip rütbeleri için seçtiği hedeflerine uygun girişimcilik örneği sergilemiş olması. Söz konusu tutumun her meslek için örnek alınabileceğini söyleyebiliriz. “Ben mesleğimi iyi yaparım, birileri de beni
takdir eder ve uygun eğitimlere / uygun görevlere seçer” beklentisi yerine uygun hamleler yapma uyanıklığını göstermiş. “Ağlamayana meme yok” anlayışı başarı kapılarını aralamış. Komutanın mesleğinde iyi olmak kadar, kişisel gelişimi için çıkacak fırsatları da yakından takip ettiğini, insani ilişkilerini medeni cesaret örnekleri göstererek değerlendirdiğini görüyoruz. Yabancı dil eğitimi ve yurt dışı görevlere seçilme konusunda talepkâr olduğu izlenimi ediniyoruz.
takdir eder ve uygun eğitimlere / uygun görevlere seçer” beklentisi yerine uygun hamleler yapma uyanıklığını göstermiş. “Ağlamayana meme yok” anlayışı başarı kapılarını aralamış. Komutanın mesleğinde iyi olmak kadar, kişisel gelişimi için çıkacak fırsatları da yakından takip ettiğini, insani ilişkilerini medeni cesaret örnekleri göstererek değerlendirdiğini görüyoruz. Yabancı dil eğitimi ve yurt dışı görevlere seçilme konusunda talepkâr olduğu izlenimi ediniyoruz.
Konuya ilgi duyanlar için doyurucu ve Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin, özellikle de subayların yaşantılarına ilişkin detayların verildiği ilk ciltte dikkati çeken birkaç ayrıntı aşağıda özetlenmeye çalışılmıştır:
-1955 yıllarında tabur ve daha üst komutanlıklarda, eğitim konusunda ast birlikler için bir plân ve program çalışmasın yapılmadığı,
-Bölük ve batarya komutanlarının birlikleri için günlük eğitim programlarını kendilerinin hazırladığı,
-1974 yılında Elazığ’daki görevi sırasında yöre halkının Alevi ve Suni olarak iki karşıt gruba bölündüğü, siyasi partilerin politik çıkarları için bu ayırımı desteklediği,
-Patnos’taki alay komutanlığı görevi sırasında; denetleme için gelen tümen komutanının kaldığı misafirhanedeki yatak takımlarının temiz olmalarına rağmen, yeni alınıp ilk defa kendi kullanımına sunulmamış olması karşısındaki olumsuz tavrını şaşırtıcı bulmuyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder