Zaman zaman gündeme gelen bir şey var. Gelir ortalaması çok yüksek olan ülkelerde intihar olaylarına daha fazla rastlandığını biliyoruz. Zenginlik ve huzurun hakim olduğu izlenimiyle bilinen Norveç’te meydana gelen olay insanlığı şoka sokmuştu. Bu konuda bir gazetede yer alan makale dikkati çekici. Norveç’te yayımlanan Aftenposten’in 13 Haziran 2012 nüshasından tercüme edilen makalede (Jan Kjaerstad) , 22 Temmuz 2011 tarihinde meydana gelen Anders Behring Breivik katliamına yer veriliyor. “.. Bereivik’in ruh dünyasında insanların, büyük ideolojik oyunların piyonlarından başka bir şey olmadığını yazdı. Ama burada benim bir sorum var: Burada da bir savaş retoriği unsuru yok mu? Bir savaşta benzerlerimizi öldürme hakkımız vardır ve
bunu başarabilmek için onları insanlıklarından çıkarmamız gerekir. Breivik’in aynı mantığı izlediğini düşünebiliriz. Ona göre bu bir savaştır ve yapılan da meşru müdafaa. Öyleyse Norveç’in katıldığı veya ya da halâ katılmakta olduğu savaşlar ile, Breivik’in gençlerle meskun bir adayı basıp soğukkanlılıkla öldürmesini sağlayan savaşla bir irtibat mı kurmak gerekiyor? Ya da Breivik bir birey olarak şimdiye kadar bilinmeyen hatta görülmemiş bir günümüz insanı potansiyelini mi bizlere ifşa etmekte? Breivik elimizde olan psikoloji teorilerini ve modelleri aşıyor. Psikolojinin bir yığın teşhislerinden alınmış sendromları ve açıklayıcı “patckwork”ü (yamalı bohça) bir
araya getirmekte olan uzmanlar arasındaki çatışma da bundan kaynaklanmaktadır.
bunu başarabilmek için onları insanlıklarından çıkarmamız gerekir. Breivik’in aynı mantığı izlediğini düşünebiliriz. Ona göre bu bir savaştır ve yapılan da meşru müdafaa. Öyleyse Norveç’in katıldığı veya ya da halâ katılmakta olduğu savaşlar ile, Breivik’in gençlerle meskun bir adayı basıp soğukkanlılıkla öldürmesini sağlayan savaşla bir irtibat mı kurmak gerekiyor? Ya da Breivik bir birey olarak şimdiye kadar bilinmeyen hatta görülmemiş bir günümüz insanı potansiyelini mi bizlere ifşa etmekte? Breivik elimizde olan psikoloji teorilerini ve modelleri aşıyor. Psikolojinin bir yığın teşhislerinden alınmış sendromları ve açıklayıcı “patckwork”ü (yamalı bohça) bir
araya getirmekte olan uzmanlar arasındaki çatışma da bundan kaynaklanmaktadır.
Breivik hakkında beni huzursuz eden bir önsezim var. Halâ bu denli korkunç başka saldırılara karşı bir set oluşturmamıza yardım edecek kesin bir ayırt etme derecesine ulaşılamadı. .. .. Breivik’in özellikle görünüşte son derece mükemmel olan Norveç’imizin bazı gençlerinin yoksunluk, hayal kırıklığı ve öfkesi hesaba katıldığında, yeni tip bir bireyin öncüsü olma işaretini taşıması ihtimalini göz ardı edemeyiz.
Bu yapbozda çok önemli bir eksik parça var. ….” diyor.
Norveç’teki bu olay şok edici büyüklükte olduğu için dikkatleri üzerine çekmişti. İnsanlığın savaş yolu ile veya daha uygar görülen diğer yöntemlerle pastadan daha büyük pay kapma çabalarının uzantılarını günlük hayatta zaten yaşıyoruz. Breivik kendince doğru olanı kural tanımadan yaptı. Siyasetçiler, devletler, uluslar arası organizasyonlar ise kurallara uygun görünüm altında benzer katliamları yapıyorlar.
“Habil ve Kabil” benzetmesinden yola çıkarsak, çözüm bir sihirli değneğin ucunda görülmüyor. Sadece bir tek çözüm aramak gerçekçi olmayacaktır. Pasta paylaşılırken sorunların çıkması yaşamakta olduğumuz bir gerçeğimiz. İnsani değerlerin genel kabul gördüğü bir dünyayı hedefleyen çabalar çözüme katkı sağlayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder